İşlenebilecek En Güzel Günaha

Duygularında kaybolmuş bir adamın ebedi adresi kadınlardır. Kelimelerimin buluşma noktası güzel kadınlara. Ölüm sözü ayırana dek. Sanırım gerçeğini şaşırmış ender insanlardan birisiyim. Kolay değil narin bir ihtimali sevmek. Gözler yaşamak demek.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İzmir, Türkiye

I like dabbling in English. Words welcome people in me.

Pazar, Aralık 31, 2006

Hiçbir şey söylemek istemeyişimi anlayabilir misin? Ben sessizliğime aldım uzakları. Nerede olduğumu kaybettim. Kalbime doldurdum şarkıları.
23/12/2006

Çaba İşçiliği Yarınlar

Ayrı düşen kelimeler cümle olmuş, yalnızlıktan kaçarken bir paragrafa sığınmışlar. Yine de anlatamamışlar içleri dolu. Her uğradıkları kalbe şarkı söylemişler. Dudaklara aşkı öğretmişler. Şiirde buluşan sevgili satır aralarından bakıyormuş gizlice ilham geliyor mu diye. Dize getirmiş ölümsüzlüğü. Hayat bulmuş son nokta. Hatırlanmak isteyen sıraya geçmiş sonsuzlukta. Tarih konuşulanı çoktan kaybetmiş. Yazılan meçhule sır olmuş, çaba işçiliği yarınlarda.
30/12/2006

Soru ile Cevap- Asrın Aşkı

Sende mi tek başınalığını özgürlükle karıştırıyorsun? Kolay mı sanıyorsun yalnızlığın hesabını vermek? Yıllar kapını çaldıkça anıları yükleneceksin. Geçmişin sana ağır geldiğinde yarınların sesini arayacaksın. Bir çift göz hafifletmeli ruhunu. Bir söz okşamalı acını. Bir açık yürek bırakmalısın yine de. Nazlı günışığı yüzünde, uyandığında günaydın diyebilmelisin hayata. Gözlerini kapamak ister misin? Bir an için ardına bırak kendini. Cevapların senin olsun hiç sorulmamış bir soru için.
30/12/2006

Ne olur kalemim artık etme naz
Ol gönlümün diline saz
Birazdan daha az
İçimde ne buluyorsan onu yaz

30/12/2006

Aşk nere
Sazlı sözlü duacıyım kelimelere
Gül bir kere
Seni sığdıramam hiçbir yere

30/12/2006

Cumartesi, Aralık 30, 2006

Sessiz Sıcak

Kelimeler de damsız almıyor duyguları. Her yalnızın bir düşü vardır. Gecen varsa kaybolacak, sokaklarla yarışabilirsin. Asla varamazsın adımlarından ötesine. Ayışığı tesellisi var bugün. Üşümekse uzaklar, ben varım paltomun ceplerinde. Ellerim sessiz sıcak. Gözlerinse canım soğuk bıçak. Rüzgarla içime saplanan bana seni hiç unutturmayacak.

Zamanın Kopardığı Çiçekler Soluyor

Bakışlarınla donatılmış suskunluğundan birkaç güzel söz ikram etmeyecek misin? Sessizliğinle tanıştırmayacak mısın yalnızları? Nice hayranlığa takdim edilmişçesine mesafeli, kendine saklıyorsun kelimelerini. Adın da gözlerinde kaybolmuş. Her yakalandığın düşünceden kaçıyorsun belli. Hayat sana yakıştığını bildiğinden seni hep gülümsetmiş. Kendi içinde güvende olmalısın ki, hiç dışarı çıkmıyorsun sözlerinden. Kimse sana seslenmeye cesaret edememiş, dile gelmemiş içlenen. Kırın nice baharından birine lalenin kırmızısı düşmüş, kalp onu gözlerine ıslamış. Ne çare zamanın kopardığı çiçekler soluyor.

Sırrın Mirasçıları

Biz uzaklara bakanların buluştuğu sonsuzluk diliminde bir sır daha batıyor. Sessizliğimize kadar gelen ne varsa art arda, altlı üstlü. Bir gizem içine düşmüşlüğümüz eve gidiş gelişlerimizde sıradanlığa saklansa da, bir hayret ansızın bizi sobeliyor. Gözyaşı küçük olsa da, hayat okyanusumuza kendini bırakıyor. Bir gün bu göz alıcılığın unutulmuşlarından olacağız. Her sonsuzluğun elinden tutan gibi sıcak, ekleneceğiz bizi hiçbir bakışın bulup da çıkartamayacağı ufkun anı defterine. Birşeyleri hatırlamak istercesine izlediğin an dualarını kabul ediyor. İnsan gönül boşluğunda bir yıldız. Dilimden gelenin varabildiği her kelime, sessizliğe ihanetinde suskun kalamıyor. Kalamıyor da, denize sorulamıyor olanda kayboluyor. Belki bir gün, tanıklar gibi sahne de sır olacak. Yarınlara saçılıyoruz esrarlı bir tarlada. Belki küçük bir gülümseme doğacak, ömrünün kısalığınca değerli katılacak sonsuzluğu var eden sona. Parçası olduğumuz geliş gidişlerin bir tarihi olmasa ne fark eder. Nasıl eklemleniyoruz biliyor muyuz ki. Bu hayret, bir merkezin sancıları mı yoksa doğrusal bir kaçış mı?
23/12/2006

Şimdi Sıra Hangi Gecede

Yastığa zincirli düşler
Tembih açmış dudaklar
Paylaşılamayan bir yalnızlığın varsa
Kalbin seni saklar

Çağdaşlığın adresinde kaç yıl yattın?
Gözlerin suç mu işledi?
Bir sessizliğin vardı
O da yetmedi

Ben diye tanıştırdım yabancıyı
Dilini öğrenmeye çalıştım
Seni tadarken gözlerinden
Düşmek istemezcesine sözlerinden

Ne zamandır kelime saklambacı oynuyoruz?
Sen bulmaya çalışmıyor musun?
Martılar gibi saklanmıyor musun?
Sen de mi hayat seni bulsun istiyorsun?

Zor dostum düşünceler
Karanlık, demir alınan geceler
Bir başın varsa yaslayacak
Seni bırakmayan uyku gözlerinden akacak

Biz, biz kokalı
O kadar gerçeküstüydük ki
Masal olsa bir kız kırmızı tokalı
Saçlarına yazardık kelimeleri

Yastığa zincirli düşler
Perdeli uzakların bekçisi duvarlar
Uzanmışlığın volta attığı hayat kutusu
Birdir bir masalının sonsuzluk yolcusu

23/12/2006

Hayat Bana Yeni Bir Yıl Almış

Bilgisayarımdaki problemi hala gideremedim. Aslında sizlerle paylaşmak için sayfama aktarmak istediğim gerek geçmiş sandığımdan, gerekse son günlerin gecelerime dokunuşundan yazılarım var. Bir yılı daha geride bırakmak üzere iken, internet kafeden kaçınılamayan gürültünün içinden merhaba demek istedim tüm yalnızlık paydaşlarıma. Paltomun içinde, hayatın dışında ekran erkanı (!) ile toplanmış kelimelerime söz geçirmeye çalışıyorum. Bir boy küçük geliyorlar hep gelişen duygularıma. Yarın gece Ankara'ya gidiyor olacağım saatler yol olurken. Yılbaşına "sefer tasında" gireceğim, hayat uzakları yiyip bitirirken. Yakında, içimdeki kırıntılara üşüşen özgürlük meydanı sakinleri bir çığlık koparır. Masallar gerçek oldu üzgünüm. Hayat bana yeni bir yıl almış. Yarınlar sürpriz mi?

Pazartesi, Aralık 04, 2006

Kırk Harami'nin Düşü

Kırk Harami'nin düşü
O güzel gülüşü
Kırk gece mi, kırk gündüz mü?
Yalnızlık düğümü

Kalbini Yalnızlık Paklar

Aşk kırmızısı dudaklar
Hasret dolu gecelerimi yoklar
Sonbahar yüklü budaklar
Sevgi yolu sokağımı koklar

Vapurun sırrı uzaklar
Duygularını martıların çığlıklarında saklar
Zamanın kurduğu hain tuzaklar
Gelip geçeni kuytularının esrarında haklar

Söz geçiremiyor yıllara beni bıraklar
Saçlarında aklar
Kalbini yalnızlık paklar
Gönlü aç olanın halinden anlamaz toklar

Yarım Kalan Sitem

Çok mu gördün bana
Yok mu dudaklarında
Benim için bir merhaba
Kelimeler ayırdım sana
Sende kalan yarımda.

Rastlantılar

Rastlantılar insanlık kapısıdır. Hayatın karşımıza çıkardığı kişilere her konuk oluşumuzda, zaman son derece misafirperverdir. Sürpriz bir ağırlamadır gözler. Bizim için gönlünde ne varsa çıkartır.

03/12/2006

Seni Nankör Acaba

Yıl 2006, Aralık ayının ilk günü. Bir adam çıkar sokağına, bir adam, bir adam daha. Herkes yalnızlığın kendi buluşları olduğunu düşünmektedir. Gözlerini kapar o da içini görebilmek için. Anlar toplamakta olduğu tarifsiz gizemi. Bilinmeli mi bu zahmetli çaba? Nice etrafına bakışlar zamanla oldu heba. Düşünce kalıntılarını çıkartmak mümkün değil topraktan. Bakış müzesi yok ki tarihin. Bugün kaç kişi uyandık kim bilir? Göz dolduruyor güzellikler. Gözünü aç sen de çünkü yaşam çok kısa. Seni nankör acaba! Sakın dokunma bana değme keyfime saatlerimde.

Öz Temizliği

Tek yakının uzaklar olduğunda,
İçinden geçirdiğin göçebe kanında,
Seni bırakmayan bir sonsuz bulduğunda,
Evim dediğin duvarlar var sadece yanında.

Hala yerleşememişse kalbindeki o seyyah,
Dostum fayda etmez bu son demli ah.
Geçmiş olur da her güzelim güzergah,
Dar gelir gönlündeki o tatlı segah.

Kapa kalabalıklaşan gözlerini söz temizliğinde.
Herşey zamanın azizliğinde.
Her kelimenin anlatma acizliğinde,
Müebbet yatar aşk vecizliğinde.

Haydi Hazırlan

Haydi hazırlan geçiyor anlar
Sorma kimin için çalıyor çanlar
O oldum olası çınlar

Haydi hazırlan geçiyor anlar
Seni almaya geldi yarınlar
Yaşandıkça güzel kadınlar

Haydi hazırlan geçiyor anlar
Seni sevmek için atıyor canlar
Bekletmeye gelmez bu hoş bayanlar

Pazar, Aralık 03, 2006

Senin Yalnızlığın Mı?

Senin yalnızlığın mı? Ne kadar da güzel. Kaç yaşında? Seninle adaş olması ne tesadüf. Her zaman böyle çekingen midir? Benimkiyle de iyi arkadaş olacak gibi. Baksana nasıl da oynuyorlar.

Tut Kaçan Anları Bir Dilek Gibi

Zordur geceleri. Uzaklara bakmak gibi değildir için. Ne varsa karanlığında zordur. Bir başını öne eğiş onu kaçırsa da senden, sessizlik takdir eder yalnızlığını. Öyle durmuş şehri içine sığdıramıyorsan, kelimeler geri durur aşkından. Üstüne gelmez zaman. Kendini dinlerken sözler sana yer verir. Her yer ışık serpilidir. Gözlerini kapamak bir yaşam provasıdır. Sevilen duygularına davetlidir. Sınırlarını uçar düşüncelerin. Her şeyin ardı senindir. İçine saplı rüzgarı ancak yüreğin çıkarır. Tenin ağlar da bestelenir gözlerin. Duyulmayan hediyendir, açılmayan çiçek dudaklarındır. Ürperir kaybolursun kendini arayışlarında. Saçlarında yakamoz savrulursun, avutulursun. Acı çekersin, deniz o kadar bereketlidir ki. Başını kaldırdığında onu bulursun, tut kaçan anları bir dilek gibi dercesine. Kovalarsın derinleri ayışığı yakalarcasına. Gece zordur. Sus hayat sana gelsin. Sadece olup bitenin ortasında gülümse hayretle. Sana sataşsın hatırlanmak istenen. Üzerinden anlamını çıkartsın sevişmeden.