İşlenebilecek En Güzel Günaha

Duygularında kaybolmuş bir adamın ebedi adresi kadınlardır. Kelimelerimin buluşma noktası güzel kadınlara. Ölüm sözü ayırana dek. Sanırım gerçeğini şaşırmış ender insanlardan birisiyim. Kolay değil narin bir ihtimali sevmek. Gözler yaşamak demek.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İzmir, Türkiye

I like dabbling in English. Words welcome people in me.

Pazartesi, Ocak 31, 2011

Arayışın Düşü

Küçük karanlık parçaları gece olduğunda, bir pencere kendini kaybedip de hayallere daldığında, en uzakta, en yalnız sonsuzluklar içinde bir okyanus derinliğinde, hikayeler dalıp çıkar unutuluşunu hak edenlerin gönlüne. Hikayenin konukları kendi yüzlerini , seslerini arar dururlar. Arayış koydum zaman yeleli, hızlı atların uzanışlarının adını. Arayış sürüleri yaradılışın tozunu dumana katıyor. Dumanlı gözlerle eksik görünende gizem sarhoş edici. Çığlık yorulmuş şarkı söylüyor kulaklara. Uzaklar kulağıma fısıldadı bir nebze evrenin haykırışını. Ekleniyoruz dansa kaldırılmış gibi. Eklendikçe, eksildikçe sonsuz. Önemi var mı bensiz, onsuz, bizsiz. Adı olmayanlardan devraldığımız ne varsa bizle vedalaşacak. Gece uğurlanışına kavuşuyor. O gece ki anlatacak çok şeyi olan, o gece ki içimiz, sonsuzluğumuz. Yerçekimini , en önemlisi kendi çekimini yenmiş bir beden, yıldızlar gibi hafiflemiş süzülen, çocuk ruhlu özgür balonlar gibi uçuşan. O gecenin içinde. Evet o gecenin içinde bulduğum bir adama sordum yolumu. Yolumu önüme serdi. Niye durdurdun sözcükleri. Haydi gerçeksiz, düş yola. Düşlemek mi, düşünmek mi? Kalabalığın içinde, akan bir yüz, yüzlercesinden biri. Yüzlerce suskun. Her an çıkabilir. Her an, her insan, her gece. Her anahtar melodinin açtığı kapının aralığından akıp, dökülen iç evren. İnsanı kendine buyur eden bir sonsuzluk. O aralıktan boca edilen zaman okyanusundan bir katre sözcük dize gelen, kopuşunda solan, naçar cılızlaşan. Ellerim, sıcaklığım, bedenim, gecem. Rüzgarın alevlendirdiği perdelerde ısınan bir yaşam. Gözlerimi kapadım ve derin derin nefes aldım. Gece gökyüzünü üzerime örttü. O örtüde dağları aştım. O örtüde kıvrım kıvrım uykularda düş kovaladım. Kendimden uyanıp kendime gözlerimi kapadım. Sonzsuz uyanışlar arasında düşlerle yoğrulmuş hayatımı , kafamı karışıklığımdan çözemedim. Dolandıkça dolaştım gecelerle. Rüzgarlı saçlar gibi savrulan sözcüklerde sonsuzluğun başı bir gece. Gecenin sonu bir adam. Orası neresi? Orasına varmakta mı gece? Arayış huzursuz. Arayış zamansız ve sonsuz. Büyülenmiş bir nefes alışta duyuldu geceler. Arayış kişneyen bir sessizlik gibi içimde koşmakta.

Sen De Dur

Dur, yaşam geçsin. Dur ki akışın içinde kendine kendini hatırlatabilesin. Akıp giden unutuluşlardan ve unutmalardan sana saklı bir gözlemevi. Göçebe noktalardan birinde, göçebe bir anda ele avuca sığmayan bir nefes alışa sırnaşan görüntülerle baş başa. Karmakarışık, iç içe, sonsuzluk hissinde, varılmazdan önce bir akışta, yakalanması güç sözcükler. Yakalanması güç, yıldız saçılı gecelerden geride kalan şehirler ve sakinleri. Akıp duran, ışık sıçratan caddeler. Sessiz ve derin, uzaktan biraz daha yakın. Dur, unutulmak için sıranı bekle. Hayalgücüyle canlanan, her asi , aykırı gerçek elbette unutuluşuna direnecek. Unutulandan hatırlanacağa saklanmaya çalışan, muhtemel keşfedilebilirliğinden umutlanan her aktarım, nutku tutulmuş bir geçmiş gelecek. Rastgelişlerin arasında, kendini ifade eden sokaklar, tırmanan, yarışan, birbirlerini kovalayıp, soluklanan. Bir ağaç altı, gelip geçmekte olana dilsiz tanıklık eden. Hiç duyulmamış tanıklar. Telaşla uzaklaşmakta olan hikayeler belki bir vapura ya da otobüse yetişmekteler. Merak uyandıran bir güneş tüm insanları gönül rahatlığıyla geceye teslim etmiş. Emanet pencerelerde ışık sektiren bir hayat. Kayıp adresli zamanaşımları. Adları sır olmuş herkesten miras şehirlerden birinde gizlenen köşelerden birinden gözlenen unutulma anı yanı geçici buluşma noktamız. Üzerime yağan sonsuzluğun altında kollarımı açtım, payıma düşen zamanı içime çekiyorum. Dalga dalga çözülen bir gözlem ağı. İçinde şaşkın bir balık gibi yakalanmış, alfabetik bir suskunlukla aval aval bakınıyorum. Ne kadar zengin bir çaresizlik. Durmayan yüzler. Durmaya niyeti olmayan kalp atışları. Hep içindeyiz, bazen farkındayız, bazen de uyurgezeriz ama hep parçasıyız. Anlatılan, okunan, unutulan bir aradayız. Bir ara verdik. O araya giren yaşamda bir mola verdik gülümsemek için. Çok şey gördük, çok şey duyduk, çok şeyi unuttuk. Bir ara verdik, kendimiz için, sonsuzluk için. Bir ara verdik zamana. Direndik , yenildik bizi dahi unutan zaferlerimize.