İşlenebilecek En Güzel Günaha

Duygularında kaybolmuş bir adamın ebedi adresi kadınlardır. Kelimelerimin buluşma noktası güzel kadınlara. Ölüm sözü ayırana dek. Sanırım gerçeğini şaşırmış ender insanlardan birisiyim. Kolay değil narin bir ihtimali sevmek. Gözler yaşamak demek.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İzmir, Türkiye

I like dabbling in English. Words welcome people in me.

Cumartesi, Temmuz 25, 2009

İzliyor, İzleniyoruz.

Masalar dolup boşalıyor. İzliyor, izleniyoruz. Sessizce etrafıma bakınmak suç değil. Yalnız olanlar da var, yalnız kalanlar da. Açık havada güzel bir canlı müzik eşliğinde keyifli bir yemek sonrası kendimleyim. Yanımdaki masa çok yakın sanki hep beraber oturuyoruz. Genç bir çift. Oğlan kıza dondurma yediriyor. Fulya’nın özlemini duyduğu bir tablo. Su havuza mırıldanıyor. Farklı oyunların içindeyiz. Sürekli, konuşulanın kulak misafiri olmak zor. Peki yürek misafiri olmak kolay mı? Hayat ve hizmetkarları. Yaşamaya hizmet etme mutluluğunu paylaşıyoruz. Onu düşünmeye ara veriyorum. Neler yaptığına dair zihnim boş durmuyor. Peksimet’e beraber geldiğimiz anlar gözümde canlanıyor. Yazdıklarımı okusa, bir şeyleri kaybedince kıymetini biliyorsun der, kendini haklı görürdü diye içimden geçiriyorum. Artık yazdıklarım başıma bela olmayacak yalnız benim olacak. Gülümseyen yüzleri dolaşmak kabalık mı? İnsanları gezinmekten zevk alıyorum. Varsayımlarım hayatın suskun fotoğrafları üzerine. Hikayelerim anlatmıyor. Kelimelerim konuşmuyor. Suskunluk tasarımlarıma konuk yüzler. Eve dönüp yazılarıma gömülebilirdim. Yalnız ve sessiz, seyirci kalmayı tercih ettim. Gloria Jean’s Coffee’de oturdum, düşündüm. Geçen zamanla boğuşan bir adamı kurtarmaya karar verdim. Bir arada olmak bir tesadüf. Herkes kadere ortak oluyor. Her ayrılık yaratıcı. Sıcak yudumlanan caffe latte tadında, ona kızgın değilim. Hayırlısı olsun demek Türk usulü. Etrafa uzanıp küçük parçalar topluyorum. Bir parça da onu katıyorum. Hayat bir parçanla vedalaşma oyunu. Paramparça bir buluşmanın içinden çıkan herkes aslında yalnız. Seçmek ayırt etmek midir? Seçmek tutsaklık mıdır? Yalnızlık da seçimse, özgürlük sorumluluğuna ne oldu? Keyif yaratabiliyor musun? Kelimeler de sıkıldı suskunluk defteri bakışlarından. Doğaçlama kucaklayabiliyor musun kadınsı anı? Konuşulanları duyabilsen daha iyi yazardın. Daha iyi yaşamadıkça, daha iyi yazamıyorsun. Onu aramak istiyorsun, duygularına gem vuruyorsun. Benzer oyunlar, benzer sonlar. Demekki değişmedin. Garson kız boşları aldı. Gözlerinde yorgunluk vardı. Birbirimizden habersiz bir aradayız. Yalnızlığın sosyalleştiği bir ortam. Kapanmak üzere olan bir mekan, kapanmak üzere olan gözler, kapanmak üzere olan bir defter. Köşe bucak hikayeler, yaz mevsimi kadınlar. Yaşadıklarıma iyi akşamlar deme vakti geldi çattı.


Sonsuzluk hücresi, ayak seslerim, kendimi duyuşum, boşluk ve kavuşan mekanlar, bir başkaları, ayak sesi, ayrılış, gece, iniş, otoprak, bunaltıcı sıcak, varış, arabalar, işçiler, farklı hikaye edilen bir hayat kesiti, çalan Romatik Radyo, romantik olmamakla yargılanmış bir adam. İzliyor, izleniyoruz.


Agora’dan dönüşte Tansaş’ın otoparkına uğradım. Üç ayaklı kedimizi aradım. Birçok kedi etrafıma toplandı. Tripod ortalıkta yoktu. Biraz kaygılandım. Etrafı kolaçan ettim. Sonra karşıma çıktı. Ona, market kapanmak üzereyken, alelacele kedi maması aldım. Diğer kediler de heyecanlandılar. Birden etrafımı sardılar. Kedi mamasının ağzını yırttım. Herkes nasibine hücum etti. Üç ayaklı kedimizi kolladım. Ne yazık ki yine onun payına daha az yemek, ne mutlu ki daha çok sevgi düştü. Ona Fulya Abla’na iyi bak dedim. Ayrı olsak da dokunuşlarımız sırtında buluşuyor dedim. Karanlığın içinde bir arada durduk. O sevildikçe bana sokuldu. Hatıralar da o sevildikçe bana sokulacak. Bir başka gün Fulya Tripod’a mama alacak. Sevgi bizi ayıran sokaklar değil, Sevgi bizi birleştiren sokaklar. Tripod kendi halinde yatıyor. Bense ayrılmak üzere onu izliyorum. İzleniyor, izliyoruz. Elimi yıkamama rağmen, balık kokusu parmaklarıma sinmiş. Karanlığın gözleri üzerimde. Kendi haline bırakılmış bir dünya umurunda değil sanki. Seke seke geldi ve park etmiş arabamın önüne zıpladı. Kuyruğunu sallayarak bana bakıyordu ki, atladı, uzaklaştı. Ben de uzaklaşmak üzereyim. Yakınlaşılan caddeler, radyoda çalan La Soledad parçası. İyi geceler Fulyacım. Seni seviyorum. Bana almış olduğun deftere düştü yalnızlığım. İyi geceler Tripod.
24/07/2009

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home