Sınırlarının Ötesini Arayan Çocuklar
Dinlemekte olduğum rock müzik parçalarında ruhum ODTÜ’de dolaşmaya çıkıyor. Ağaçların yolu gösterdiği güzel akşamlarda, yurtların önünde çimlere sere serpe uzanmış isyankarlık buluşmalarında özgürdük. Günışığını uğurlarken, bir dolmuş alırdı bizi, Güven Park’ta bizi bekleyen şehre götürmek üzere. Geçen yıllara niceleri uğramıştır. Balgat yokuşunu bir nefeste çıkıyor anımsamalar. Yağmurun karşıladığı kampüs hayallerime düşüyor. Beni böyle görse üzülürdü sevgili üniversitem. Hayatın içindeki müziği duymasını öğretmişti oysa çağla ağaçlarını konuk eden yamaçlar. Bir kavga kardeşliğiydi bizimkisi. Tutku ile tanıştığımdan beri, huzursuzum. Tutsaklığı öğretemedim ruhuma. Kendimi kandırmaya çalıştım ama yapamadım. İçimi karıştırdığından beri esareti sevemedim. Kağıt bardakta çay içerken de mutluydum. Bir yarım ekmek, biraz peynir ve domates ile geçiştirilen öğünlerde Güdaş kantinlerinde pencereme yaslı yağmurla yıkanmış ağaçların ışıltısında kaygısızdım. Şimdi beni köşeye sıkışıran düşüncelerde sahip olduklarımla daraltıyorum hayat bahçemi. Zamane kurallarına hapsolduk ama zihnimiz ormanlarını unutmadı uzakların. Bir öykünme oldu Torsoların tadı. Sınırlarının ötesi arayan çocuklar acı da çekseler büyüyorlar. Özgürlükten mezun olunmuyor. Hayat her anında sokuluyor yüreğe sığmayan isyana. Bir kısı sever gibi geceler. Işıklarında yürüyen gençlerle bir başka olmalı düşlere gömülü giz. Usul usul fısıldıyordur aşkı kulaklara. Özleneceğini biliyordur kestane ağaçları.
03/06/2006
03/06/2006
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home