Sırrın Mirasçıları
Biz uzaklara bakanların buluştuğu sonsuzluk diliminde bir sır daha batıyor. Sessizliğimize kadar gelen ne varsa art arda, altlı üstlü. Bir gizem içine düşmüşlüğümüz eve gidiş gelişlerimizde sıradanlığa saklansa da, bir hayret ansızın bizi sobeliyor. Gözyaşı küçük olsa da, hayat okyanusumuza kendini bırakıyor. Bir gün bu göz alıcılığın unutulmuşlarından olacağız. Her sonsuzluğun elinden tutan gibi sıcak, ekleneceğiz bizi hiçbir bakışın bulup da çıkartamayacağı ufkun anı defterine. Birşeyleri hatırlamak istercesine izlediğin an dualarını kabul ediyor. İnsan gönül boşluğunda bir yıldız. Dilimden gelenin varabildiği her kelime, sessizliğe ihanetinde suskun kalamıyor. Kalamıyor da, denize sorulamıyor olanda kayboluyor. Belki bir gün, tanıklar gibi sahne de sır olacak. Yarınlara saçılıyoruz esrarlı bir tarlada. Belki küçük bir gülümseme doğacak, ömrünün kısalığınca değerli katılacak sonsuzluğu var eden sona. Parçası olduğumuz geliş gidişlerin bir tarihi olmasa ne fark eder. Nasıl eklemleniyoruz biliyor muyuz ki. Bu hayret, bir merkezin sancıları mı yoksa doğrusal bir kaçış mı?
23/12/2006
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home