İşlenebilecek En Güzel Günaha

Duygularında kaybolmuş bir adamın ebedi adresi kadınlardır. Kelimelerimin buluşma noktası güzel kadınlara. Ölüm sözü ayırana dek. Sanırım gerçeğini şaşırmış ender insanlardan birisiyim. Kolay değil narin bir ihtimali sevmek. Gözler yaşamak demek.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İzmir, Türkiye

I like dabbling in English. Words welcome people in me.

Pazar, Ağustos 17, 2008

Derin Sessizliklerde

Yalnızlığın ne kadar da özel olduğunu anladıkça, edinilen her tecrübede ödenmesi gerekli bedelleri ödedikçe, yaşanılmakta olan anın kaçınılmazlığından kurtarılmış her sakinlikte suskunluk yok olanın var olandaki sesi. Bulmak için kaybetmek insanın içinde garip bir his uyandırsa da, bulup da kaybetmek de bir şans. Hepimiz zaman zaman gözlerimizi kapayışımıza çekiliyoruz. Dinlemekte olduğumuz müziklerle baş başa gülümseyen küçük bir sırrız. Öğrendiğimizi sanmak için ilişkilere gereksinim duyuyoruz. Öğrendiğimizi sanmak da eğlenceli. Hüzün anlamlı bir farkındalık. Anlamlı bir iç ses yalnızlık. Yakınlığın bir ucundaydın. Araya giren sessizlikteydin. Bazen gözler de kaçmak için köşe bucak arar. Gözler sessiz kalamazlar. Pencerenin açılışında içeri giren rüzgar keyiflendirici ve teselli edici. Söylenmiş de hayal meyal anımsanır olduğunda, bir iç sızı kıvamında dalgınlıklarımdan çıkar gelir yüzler. Kimin içimde yeri olduğunu bilir samimi yüreğim. Bir gülümseme bırakılmış yalnızlığıma döneceğimi biliyordum. Yabancı olduğumu hissetmem gerekiyormuş. Alışır mıyız? İçinde kol attığımız şehirlerde alışır mıyız? Alışmak üzere mi yolcular? Varmak üzere oluşlarından uzak bir rastlantıda karşılananların müziği sevinçleri kışkırtıyor. Yakınlaşmasında mutluluk ve huzur getiren bir kadın suskunluğumu dolaşıyor. Davranışlarımın sonuçlarından sakınmak için çok geçken, pişmanlık duymama engel olan farklı bir boyuttayım. Gözlerimi açan bir “ihanet”. Pişmanlıklardan medet ummayan bir burukluk. Artık gördüğüm bir düş olacak olsa da, gözlerimi açan bir olup bitene tutsaklık. Seni seviyorum demenin benim olan sessizliğindesin. Detaylarına indiğim bir yalnızlığın canlandırdığı bir resimdesin. Boynuna sarılıp da durakalmışım. Suskunluğunu sıkıca kucaklamış, ne diyeceğimi bilemez durumda yakalanmışım sıcaklığına. İkram edilmiş bir şişe soda yardımcı olmuş başımı kaldıramayışıma. Canlı bir sarı renk kalmış bakışlarımda. Ayaklarının yere basışında kalmış suskunluğum. Düşlerine uçak fırlatan küçük bir çocuk gibiyim. Göğü keşfeden bir uzanışla içime dolan heyecanların seçtiği ülkelerde bana eşlik etmeyeceğini bilirken tek başınalığım, masumiyetle ilişkisi kopmuş bir adamın en onurlu davranışı her halde sessiz kalmak olabilir. Yine de gülümseyeceğim. Birbirlerini tanıyanlar birbirlerini anlarlar. Bilmek kadar dürüst olduk yalnızlıklarımıza. İçtenlikle keşfedilmiş bir arada oluşlardan ayrı özlem duymamak mümkün olabilir mi?

(Carlos Vives’in Carito parçası eşliğinde)

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home