Parçacıklar
Parçacıklar, küçücük, dağınık yalnızlıklar. Küçücük kapılar, geniş korkular. Parçacıklar kovalanan, yaşanan, unutulan. Derinleşen yakın telaşı. Sakinliğin mabedinde kendine tapınan bir kaçış noktası. Tanrının paylaşıldığı bir sonsuzluk parçasında aczin kudreti, dehşete düşüren ihtişamı. Parçacıklar, çoğaldıkça kafa karıştıran. Ayrıştıkça kendini tanıyan. Bir araya gelişlerin intizamsızlığında tesadüfen parçalanan bir bütün. Anlamından habersiz, anlamına hazır. Yeterince, kaderince parçalanan. Yeterince birlikte. Yeterince hatırlanmış, yeterince unutulmuş. Parçacıklar, hafızam, sonum. Hiç düşünmeksizin kabullendiğim, teslim olduğum sorumluluklar. Oyun parçacıkları. Dekor çekiminin tutsak muhafızları. Dalgın bir parçacık sürükleniyor. Gecenin seçimi, ışıl ışıl bir cadde. Her şeyin bir parçasında.
09/06/2009
09/06/2009
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home