İşlenebilecek En Güzel Günaha

Duygularında kaybolmuş bir adamın ebedi adresi kadınlardır. Kelimelerimin buluşma noktası güzel kadınlara. Ölüm sözü ayırana dek. Sanırım gerçeğini şaşırmış ender insanlardan birisiyim. Kolay değil narin bir ihtimali sevmek. Gözler yaşamak demek.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İzmir, Türkiye

I like dabbling in English. Words welcome people in me.

Cumartesi, Eylül 16, 2006

Bugüne Kalan En Eski Yazım

Bugüne kalmış olan yok ettiğimi sandığım, babamın kitaplarım arasında tesadüf eseri yıllar önce bulup sakladığı yazım. Yırtmayacaksın değil mi diye sorup, tembih ettirerek vermişti babam. Annem rahmetli de, babam gibi İngilizce bilmediğinden Random adlı zalim bir kız nedeniyle böyle bir yazı yazdığımı düşünmüşler. Yazıldığı gibi bile okuyamayarak, Random mu ne kim oğlum, sana çok acı çektirmiş galiba, bunca gençliğine rağmen çok karamsar bir yazı, annen okuyunca çok üzüldü demişti. Eski yazılanları yıllar sonra okumak da başka bir yolculuk. Şu anda hayal meyal hatırlıyorum, 1. Yurt odamda, beşinci katta , akşama doğru, odamın önündeki ağaç duvarıma yansırken radyodaki klasik müzik eşliğinde yazmış olduğum ortamı. ODTÜ’de olmanın izleri var. Bunu yıllar sonra daha net görebiliyorum gençliğe karıştırılmış içinde kaybolunmuş isyankarlıkta. Ne pişmanlık, ne de haklılık yada haksızlık o anda bende buluşmuş bir resim. Düşünce albümlerine bakan da bir düşünce aynasında aslında. Zamanın bilançosunda 1994 Ocak ayına 2006 Eylül penceresinden bakmak farklı bir duygu. Bu bugüne varan en eski yazım. Bu yazımla yok ettiğim yazılarım için üzülüyorum. İnsanın gelişme sürecinin arkeleogu olabilmesi güzel bir haz. Zaman içinde insanın beslediği yargıçların da dili değişiyor. Sessizliğin adaletinde kalabilmek demokrasi. Zamana endeksli gömülü öznelliğin sınırlarında, farkındalık içinde yine taşınmış öznel bir duruşla dolaşabilmek bir an avcısının soluk soluğa macreası. Geçmişi takipte kendine bakıyor tarih karıştırıcısı. İçine günün soruları ekleniyor. Kız arkadaşın okuduğunda düşünceleri ne olur diye soruyor hain bir Sansür. Geçmiş yazana bile açık değilken, tüm açıklığıyla(!) zamana taşındığında gelecek nasibini nasıl alır bilinmez.

12/01/1994 Çarşamba
Çarşambayı hala sel almadı, alamadı...


Maviye kara çaldı ressam
Soyundu üzerindeki gerçeklerden
Attı odanın bir köşesine
Çıplak olduğunun bilincinde
Daldı karanlığa, düşüncelerine
Bir takla attı havada
Uzandı yıldızlara
Ve tekrar yükseldi
Güneş boyutun derinliklerinde
Uzaklaşıyordu
Ressam aniden hüzünlendi
Zaman dedi
Akıyor göz kapaklarımın ötesinde
Vücudum boğuluyor odanın dağınıklığında
Üşümeye başladım
Giyinmek de istemiyor canım
Fırçalarımda gerçek mavi kayboldu
Karanlığımı dinliyorum
Aydınlığı özlüyorum
Cennetin kapıları kapandı
Çalıyor delilik çanları
Geçmişin tatlı sesi
Geleceğin uzaktan yaklaşan çıldırtan tonları
Doktor ölmek istemiyorum
Senin o kanlı ellerinde
Odamı toplarım
Cızırtıları susturun lütfen
Boya tükendi
Gerçekler, hayallerimi bulamıyorum
Kim dağıttı bu odayı
Ölmek istemiyorum
Doktor, ben deli değilim
Beynim, müzik aaaahhhhhhhhh...
Tutunmak için bir dal
Zaman nehrinde sular ne kadar da hırçın
Ağaçlar da yardım etmiyor
İmdat seslerinin arasında
Bir imdat sesi daha
Götürüyorlar hayat mahkemesine
Sular zamanı siliyorlar
Sorularıma soğuk yüzlerle
Duruşmanı zorlaştırma diyorlar
Direnmeliyim
Ben deli değilim
Ölürken bile gülebilmeliyim
Ama kahkaha atamam ki ben
Kahkaha yalnızca bir terim
Verdikleri sözlükte
Yetti be
Cennetin kapıları kapalı
Biliyorum mavi tükendi
Karalarımı kediler süründü
Dolanıyorlar ortalıkta
Zaman merdivenlerinin altında
Şeytan da aramaz oldu
Kasap Random nerede
Zamanın etleri mi tükendi
Bedenime musallat oldun
Kıyma gençliğime
Biraz daha mavi ver
Bunaldım, biri pencereyi aralasın
Gökyüzü karanlık
Yarın bugünün neresinde
Dün kaybedildi mi
Bir ses
Kasap Random günaydın dedi
Saatli bombayı yerleştirdi içime
Tik tak sesleriyle yaşlanıyoruz
Tanrının gaz odaları
Yaşlı, genç, çoluk çocuk dolu
Gestapo hazretleri
Hz. SS her kimse
Koparmaya mı geldin bilinci
Yamamak için başka acılara
Yamalı donunda korku
İşlenmiş giysilerine
Nereye gitsen seninle
Biri geldi
Sakladım yazdıklarımı görmesin diye
Niye
Bilseydim çıplak gezerdim
Seninle gelmezdim ölüme
Ne kadar yazacağım, yazacaksın
Bilmiyorum, bilmiyorum
Kasap Random’la randevum var
Kim ayarladıysa
Ölmek bile bir yükümlülük

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home