Ekmek Arası Gelecek
Yasemin kokularında otuz üç yaşındaydı. Denizde olmak, güneşi hissetmek güzeldi. Günbatımından suya akseden, hayatı sevdiren tonlarda Yunan adasına varırken kıpır kıpırdı. Suya dalıp çıktıkça bir serinlik çıkarma oyunu hiç bitmesin istiyordu insan. Akşam olup da, güneş veda edince gecenin serinliğinde anlar gitme kal diyordu. Özlemek için durmamalı mıydı? Sorumluluk sahibi insanların şehre dönme zamanıydı. Bu bir kendini kandırma sorumluluğu mu? Hayatın dışında mıyız yoksa içinde mi? Bir ekmek arası gelecek için feda ediyoruz yaşam alanlarımızı. Hayat gibi değerini bilmiyoruz içine doğduğumuz kıymetin.
13/09/2006
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home