İşlenebilecek En Güzel Günaha

Duygularında kaybolmuş bir adamın ebedi adresi kadınlardır. Kelimelerimin buluşma noktası güzel kadınlara. Ölüm sözü ayırana dek. Sanırım gerçeğini şaşırmış ender insanlardan birisiyim. Kolay değil narin bir ihtimali sevmek. Gözler yaşamak demek.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İzmir, Türkiye

I like dabbling in English. Words welcome people in me.

Cumartesi, Eylül 06, 2008

Yalnızlık Boncuğu

Sessizliğinin diline düşmüş bir adamın neler duyduğunu kaçımız merak ederiz? Kaçımız yalnızlığımızda olan biteni karşılar durumdayız? Hazırlanıyor muyuz? Etkin miyiz yoksa çekingen bir tutum mu sergiliyoruz karşılaşmalara karşı? Sahne etrafını yaratırken, olay bir arada oluşumuza katkımız mıdır? Bir arada oluşların esrarlı dünyasındaki adamın merak uyandıran sessizliği. Merak uyandıran bir kadının uzaklara bakışı. Sessizliğin tasarımı ve yalnızlık. Kadının öyküsü ve kader. İnsanın yazgısı ruhunda gizlidir.*Teslim olmayacaksın. Gözlerini kapayışında, bir anda daha konuksun. Yaşam yaşanmıştan kurtulmaya çalışmak. Düşüncelerimle geldim. Sessizliğimle bağdaşmayan bir gürültü koparken içimde düşüncelerimle geldim yaşadığım ana. Sükût gizlenmek değil gizin tam içinde hissetmek kendini. Sükût ikrardan gelir. Kabul ediyorum hayranlığımı. Yalnızlık kıymetini bilen için kös kös köşene çekilip de oturmak değil. Yalnızlık seni de içine alan bir sensizlik. Yalnızlık kendisi ile hiç karşılaşamamış olan için büyük bir densizlik. Bu yolda susmak lazım. Bu yolda durup da bakmak lazım. Etraf benimle. Düşüncelerimle geldim etrafıma. Yalnızlık payesine yükseldim. Yıldızları reva gördüm kendime. Çıplak omuzlarını yakıştırdım düşlerime. Teslim olmayacaksın. Gece bizi bir araya getiriyor. Görünme seni dışlıyor. Görünenin sessizliğinden gelip geçenin kelimeleri çok bilmiş. Bir kadını takip ediyorum. Düşüncelerimle geldim gözlerimi ateşleyen küçük bir kıvılcıma. Ne gereksiz konuşmaların baş rolündeydim. Anımsamak canımı yaktı. Sessizlik bir başka hava sıcak olduğunda. Anımsamalarımda tutsak benim. Özgürlüğün esaretim. Düşüncelerimle sokuldum gülümsemene. Kendimi dolaştırdım suskunluğumda. Biliyorum fırsat tanımıyorum beni benimle dolaşmana. Yürümek istersen sokaklar birbirine, sanki seni hayatın güzel meclisine yetiştirmek için can atarcasına, heyecanla koşacaklar. Sen istersen görebilirsin. Sen istersen duyabilirsin. Ne muhteşem bir sessizlik bilmecesi. Çözemesen de çözmeye çalışman bile hayatın ta kendisi. Durup nefesleniyorsun. Bir nebzesin, bir cazibe, bir rastlantı. Birazıma karışmış bir kadın. Birazımdan taşmış anımsamalar. Daha yalnızlığa çok var. Biraz gülümsedim, biraz gülümsettim. Biraz içine daldım bakışlarının. Uzaklara bakışı merak uyandıran bir kadın. Hayal ve her bir kader. Söyle içindeki yalnızlık vapurlara ne der? Hiç de sıradan bir yalnızlık değil. Sessizlik ve çıplaklık. Sessizlik ve açık pencere. Sessizlik ve esinti. Karmakarışık bir içinde oluş varsaydığım. Bana dar gelen bir oda. İçime genişleyen duvarlarım, anımsama labirentim. Kaybolmuş , uzakları ile ayrı düşmüş bir başka kadın. Adım adım bir rüya. Yazar bir kelimeyi diğeri ile tanıştırıyor. Cümle alem geldi. Kurşun askerleri kurşun kalemleri olmuş bir çocuk. Yalnızlık bir boncuk. Bu düş oynaman için. Oyun arkadaşlarının arasındasın. Duyuyor musun? Bakmak sessizliğine uzanmak. Bakmak bakışlarını içime almak. Yalnızlık seyirci kalmak. Olup biten suçluları gibi mi görüleceğiz? Gelecek mi çoktan unutmuş? Gelecekten geçmişe saklanamazsın. Dokunmak günah mı? Dokunmak hak mı? Suskunluğu içine dokunurken, elin varmıyor savrulan saçlarına. Dilin varmıyor sessizliğine. Ayrılık birazdan gelecek. Aynıyız ve ayrıyız. Farklıyız ve yalnızız. Hissettiklerim bir bireyin safsataları olamaz. Bir gün sessizliğine çiçek bırakacağım. Düşlerde yeri olan kadınlar. Kendimi şanslı gördüm. Sevdiklerimi gülümseteceğim.


(Lars Danielsson’un Melange Bleu albümü parçaları eşliğinde)

* Herodotos

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home