İşlenebilecek En Güzel Günaha

Duygularında kaybolmuş bir adamın ebedi adresi kadınlardır. Kelimelerimin buluşma noktası güzel kadınlara. Ölüm sözü ayırana dek. Sanırım gerçeğini şaşırmış ender insanlardan birisiyim. Kolay değil narin bir ihtimali sevmek. Gözler yaşamak demek.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İzmir, Türkiye

I like dabbling in English. Words welcome people in me.

Pazar, Şubat 10, 2013

İnteraktif Sonsuzluk

Renklerin , seslerin, şekillerin, sahnelerin oyun arkadaşlığı beni oyalıyor. Zihnimde resmoluyor birliktelikleri, iç içe geçişleri, karışımları, eklenip, ayrışmaları. Bir sahne belirsizleşip, bir başka sahnenin içine nüfuz ediyor. Soluklaşandan belirginleşene, arkada kalandan kendini ön plana çıkarana, her şekil , her form ve formsuzluk bir kahve falından ayrışmaya çalışan gerçeküstülük gibi kendini, ifadesini arıyor. Kendini bırakmak isteyen renkler, sözcükler tutsak dizimlerinden sıyrılmaya çalışıyorlar. Müzik akışkan ve kışkırtıcı. Neden resim kışkırtılmasın? Neden dokunuşların sözcükleri kendinden tuvale, kağıda bir zemine , bir yüzeye , bir belirsizliğe saçılmasın? Saklı  keşifler, saklı yollar bir adım ötede. Aşırı düşüncesiz bir resim olabilir mi? Doğaçlamanın temellerindeki kendine yönelen pratikten özgürleşmenin arayışlarında insan yeni bir akış bulabilir mi? İnsan kendini nasıl yanıltabilir? İnsan tekrarlarını nasıl kandırabilir? Renkten renge giren bir karışım, bir söz karışıklığı nasıl farklı bir renkle doğabilir geçmişinden? İzin vermeli elin zamanı an-lamasına.Andan ana akıp, an-sızın karşımıza çıkmasına bize bizden geçmesine. Zihnim hep seslerle dolu. Gözlerimi kapayışımdan dönüşümler, evrimler, çevrilmeler hiç eksik olmuyor. Kendimi yok ettiğimde, sıradanlığıma teslim ettiğimde bu bulamaçla ilişkim kopuyor, ta ki yalnız kalıp, içimle içimdekini kovalayana dek. Dans ederkenki bedenimdeki hareketsizliğe , kaskatı kesilmişliğe inat içimde dans eden şekiller, formları dışavurumu için bedenimden çizgileri salıvermem gerekli. Başlangıçların ardı gelir. Resim de bir başlangıcın sonlanıp da, izleyenini bekleyişi, karşılamaya hazır oluşu, kendi içinden , kendinden bağımsız yeni bir başlangıca özlemi değil mi? Bir araya getirip de, bir arada tutamama sanatında rastlantının formunu ne ilk keşfeden ne de son keşfeden olacağız. Keşifler beni çağırmakta biliyorum. Bir ifadesi olmalı. Bir yol var o çağrıya. Seslere, sözcüklere ihanet edip yaşama kabul görüldüğü şekliyle  sadık kalırken, tuvale, kağıda  ruh düşümüm gerçekleşmeyecek. Sessizliğime sataşan ışığın çırağı olabilseydim. Kendi okulsuz keşfimde, kendime ve ifade arayışıma yaklaşıp, uzaklaşarak, renkli bir oyun içine düşmek ne de güzel olurdu. Anlamın ortak mesafesindeyiz. Yakınlaştıkça detayda, lekelere dönüşüyor resim. Daha derinde bir bütün, bir aynılık-farklılık söz konusu. Nerde durduğumuz, ne kadarını gördüğümüzle bizi bağlıyor. Yakınlaşılanı ele alırken , yakınlaşanı da unutmamalı. En uzakta da resim bir başkasının olmaktan çıkıp da kendi tasarımlarımızın , tahminimizin bir beklentisine , bir noktaya dönüşmekte. İzlyenin hareketine göre kendini dönüştüren bir resim hayat bulabilir mi? Matematiğin ve duygunun imkanları çerçevesinde bir davet, bir ifadeye ortak oluş. İnteraktif bir resim, interaktif bir gerçeküstücülük. Gerçeğin  kendi oyun alanında birçok kişi tarafından çekiştirilip de gerçeğinden koparılması. Kopuk , uçuşan formlar, sözcüklerin rastlantısında ilkinden sonlanan yeni bir kavuşma , yeni bir düş, yeni bir gerçek sayfası sürekli çevrilip, hikayeleşen, kahramanlarını davet edip, uğurlayan, zamandan zamana eklenip, zamanla katılımcı sonsuzluğuna uğurlanan bir dilim lezzet-çizerlik. Saçmadan sapan, bir yola çıkar mı?

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home