İşlenebilecek En Güzel Günaha

Duygularında kaybolmuş bir adamın ebedi adresi kadınlardır. Kelimelerimin buluşma noktası güzel kadınlara. Ölüm sözü ayırana dek. Sanırım gerçeğini şaşırmış ender insanlardan birisiyim. Kolay değil narin bir ihtimali sevmek. Gözler yaşamak demek.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İzmir, Türkiye

I like dabbling in English. Words welcome people in me.

Pazar, Ağustos 05, 2007

Odamda Bir Rastlantı Yok

Gözlerimi kapayışım beni çağırıyor. Yaşamak istediklerimde perdeler uçuşuyor. Bir sonraki Pazartesiye de teslim olabilirim. Bilmem daha ne kadar sürer içime ihanetim. Adımı alıp da gidebilir miyim, bilmiyorum. Yabancı oluşumla barışabilir miyim, emin değilim. Sınırlarımı aşışıma bir şehir seçebilir miyim? Geçmişimden hafiflemiş, bir aldırmazlığın yolcusu olabilir miyim? Yaşanabilirin yaşanana dönüştürülüşünde, gözlerinin simyasında bir kızın bana ihtiyacı var mı? Bilinmeyen bizi gizemine davet ediyor mu? Beni anlaman için sadece gülümseyebilirim. Aksi halde sözlerim yabancı olduğumu ele verir. Sen istersen sormak istediklerine gelirim. Omzumu anlayabilirsin başını yaslayışında. Suskunluğumu dinleyebilirsin konuşmak istemeyişimde. Elimi hiç bırakmayacak gibi tutabilirsin sıkıca. Bir kez daha aldanabilirim çünkü ben sevenim. Son kalp kırıklığım olmayacağını bilsem de, sana güvenebilirim. Bu can yakma oyunun en zor kısmı. Sevinçlerin de bir ömrü var. Sen de mi anımsamalarından dönüyordun? Bakışlarım otuz dört yaşında. Annemi kaybedişim dokuzuna bastı. Yokluk da kardeşim oldu. Bir düşte yaşıyordum. Sokağımın ana dili farklıydı. O da öksüz dolaşıyordu hayatı. Sevişmek isteyişin kapımı açtı. Dudaklarımızın bizi uzaklaştırmasına izin vermek istemiyordum. Seni gözlerinde karşıladım. Bir tebessümümün senin için yeterli oluşuna sevindim. Beni sevdiğini anlamak için kelimelere ihtiyacım yoktu. Gelişin bir kararlılıktı. Kalışın bir tercih, sokuluşun bir umuttu. Yarın, sen bana sarıldığında geçmişi unuttu. Seni sevmek için kalbim hayatın en güzel dileğini tuttu. Mutlu oluşumuz adımlarımızı yarıştırıyordu. El ele karşıya geçiyorduk. Şehrin ışıklarını alıyorduk gecemize. El ele dalıveriyorduk bir markete. Bir bakışta uzanıyorduk rafların renkli neşesine. İçimizin sesine kenetlenmiş birbirimize sızıyorduk. Hiç kalkmak istemeyiş gibiydik. Birbirini seven iki miskinlik gibi kokluyorduk gülümsemelerimizi. Saçların parmaklarıma akıyordu. Çıplaklığın geceme yetmiyordu. Kıyafetlerimiz olduğunu, bir düşün sabahında uyandığını biliyordum. Gidişler sevilenindi, gerçek de kalanın değildi. Bir düşün yabancısı, kırık bir kalbin sancısı anlayabilir miydi yalnızlığı.Anlamış olsa haklı olur muydu? Öylece durur muydu? Candan seveni içi rahat bırakmaz. İçimdeki tutkuyu gözlerimi kapayışımda bir kız besleyecek mi? Bir gece yaratacak mı aşkımız? Bizi bekliyor olacak mı uyanışımız? Bir öykü anlatacak mı dillere destan sevdamız? Kapımızın açılışlarında bir araya gelebilecek miyiz akşamlarımızda? Bir aile şarkısı mırıldanacak mı kayboluşumuz? Birbirimize destek oluşumuz yıllara kavuşabilecek mi? Hayat kelimelerden geçilmiyor. Neden yine sözlere sığındım? İçimi meşgul etme çabalarım susturamıyor yüreğimi. Oysa suskun kalmalıyım çığından korunmak için. Kendimde kalışlarımın hiç şansı yok. Yollar beklenmez. Sadece duvarlarım var. Bir sır saklamıyor yatak odam. Bir düş ışığımı söndürmüyor. Ayaklarıma yalnızlık değiyor.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home