Uçmak İçin
Issız bir gözlerini kapayışa düşmüş, bir melodinin rehberliğinde geziniyordu. Hiç toparlanmamış ve dağınık ne varsa mekanda ona eşlik ediyordu. Saçılmışlığın uçuşan detaylarında huzursuz değildi. Kaygısızca kalabalığın içinden sıyrıldı. Yaygın ve yorucu ne varsa, hiçbirini sahiplenmeden ilerledi. Yapraklarını dökmüş ağacın göğe kök salmış dallarında konmuş sakin bir kuşla baş başa bıraktı her şeyi. Yalın ve yalnız, sessiz ve sonsuz karşıladı içinde mutlu sadeliği. Bırakabildi kaderini. Bir an olsun hayatın saf ve temiz haline sığındı. Bir an olsun mabedi çıplak bir kadının sırtı kadar doğaldı. Bir an olsun sevmek ahlakla kirlenmemişti. Ağacın dalı boş kalmıştı. Uzaklaşmanın derinindeydi artık ağaç. Yaşanılabilirliğinin dibinden gökyüzüne merhaba derken güzel ve çıplaktı. Mevsimlerin dokunuşunda huzurlu, rüzgarların ulaştırdığı haberlerde tek başınaydı. Bir ağaçla kuşu buluşturan da tek başınalıklarının özgürlüğü değil miydi? Bir aradalıklarının konukseverliğinde, ona hikayeler toplaması için birlikteliklerinden onu uğurluyordu sevgi ağacı. Kuşun yuva yapma tercihindeki değerinin farkındaydı. Özlemek de fedakarlıktı. O uçmak için yaratılmıştı. Onu dallarında çiçek açıp da karşılayabilirdi. Dalına asılı bir kafese onu mahkum edemezdi. Onu tebessüm ettiren bir hikayede, kanatlarının altındaki sonsuzluk gözünde canlandı. Onun küçücük bir dünya gibi yusyuvarlak, dalına konan şen şakrak halini seviyordu.
18-01-2009
18-01-2009
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home