İç Resmini Dansa Kaldırsan
Evren ona doğru eğildi, onunla küçüldü önemsizliğinde. Gece çöktü omuzlarına. Yıldızlar büküldü, ışık yaslı sokakların üzerinde. Kendini hayatın dibinde hissetti, ayakları yere basıyordu ondan mı? Onu akışa davet eden bir kadın dans edebilmek için yanıp tutuşuyordu. Tuvalin boşluğunda yalnız gezinen, renk vermemesi mümkün olmayan fırça gibiydi. Neden direniyordu ayakları? Eli içinden geldiğince, çizgilerin nereye, nasıl varacağını aldırmaksızın anlamsızlığa akabiliyor, ne olursa olsun özgürlüğüyle kavuşabiliyordu. Dans da aslında bedenin ayakların yeri süpürüşünde yarattığı ortak bir resimdi. Çizgiyi aşabilseydi.Ayakları yere basmasaydı da, onu arada bir dans edercesine kendinden özgür bıraksaydı.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home