Bir Tutam Şehir Manzarası
İskele de zihnin gibi kalabalık. Binlerce göz üşüşmekte sahili geride bırakışa. Sen yolcuların hikayelerini merak etme oyunuyla oyalanırken, çay tepsisini takip eden bir ses, sigara dumanının dolaştığı güvertede beliriyor. Bir yudum sıcaklığa denizin anlattıkları karışıyor. Karşıyaka vapurunu belki de bir daha görmeyecek olan yük gemileri de alıp başlarını gitmek üzereler. Birbirlerini gelip geçen gizemler. Bir taksi dolmuşa doluşuveren beş sessizliğin paylaştığı bir akşam üstü. Durulan ışıklarda kırmızının çarpıcılığı, devam eden bakışlara gömülü seyredişler. Ansızın iniverişleri aşan seyirlerdeki diyalogları olamayan karşılaşma hikayeleri. Bir şehir , capcanlı ve sarmaş dolaş. Işıl ışıl dükkan vitrinlerinde pervane olmuş insanlarıyla son derece güzel. Geçilen arabalar da hayat ile kıyasıya nefes nefese. Camların gizlediği geçişler de asla hatırlanmayacak karelere düşüyorlar. Bir kabul edişten diğerine akışta, şehir karmakarışık. Bu pencere okyanusuna bezenen oda ışıkları da artık karanlığa merhaba diyen akşamda yerlerini almaktalar. Bir sahne zihnine doluyor, bir masa ve birkaç sandalye. Alışıla gelmiş repliklere çıkan buluşmalardan ruhunu kaçırışlarına dolan sessizlikte gece sanki duymak istediğini ruhuna çarpıyor. Artık sen de onun parçası olmayı öğreniyorsun. Bu şehri sevmek bir duygulanış. İnsanların acı ve sevinçleri, sahilde balık tutma hevesleri denize sokulmuşken, uzaklar da bir duygunun uzanabildiği ışıklar. Bu şehir de diğerleri gibi yaşamasını biliyor. Bir köşesinde gözyaşı, bir köşesinde kahkaha. Parçalar sağanak halinde resme düşüyorlar. Işığı yakalayan göz toplayabildiğinde ıslanıyor. Hala rüzgarında üşüyebiliyorum ya Karşıyaka’nın, bu vapur beni alıp götürüyor hayallere sevgiyle.
Bir Tutam Şehir Manzarası
12/11(2005
Bir Tutam Şehir Manzarası
12/11(2005
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home