İşlenebilecek En Güzel Günaha

Duygularında kaybolmuş bir adamın ebedi adresi kadınlardır. Kelimelerimin buluşma noktası güzel kadınlara. Ölüm sözü ayırana dek. Sanırım gerçeğini şaşırmış ender insanlardan birisiyim. Kolay değil narin bir ihtimali sevmek. Gözler yaşamak demek.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İzmir, Türkiye

I like dabbling in English. Words welcome people in me.

Cumartesi, Nisan 01, 2006

Bana Kalan Pazarlar

Bu yalnızlık da kapitalizm gibi, sadece senin kişisel çabanla içinden çıkılmıyor. Attığın her adımda hissediliyor. Martıları olan bir gökyüzü karamsarlık olmamalı. İçinde kabul ettiğin bu sıkıntının adı ne peki? Güneşli bir Pazar sabahında denizi aşıp gelen rüzgarın kabanına yüklenişinde, yüzün ve ellerin hafif hafif havanın dokunuşunu hissederken belki kaybedersin boşluğu içine doluverende. Odanın içinde zihninle baş başa kalmaktansa, akıp giden sana iyi gelecektir. Eskiden dünyanın bu kadar çok kapıları yoktu. Onca sokağa sığdıramadığım ne? İçinde kaybolduğun bir sevgide, şehri seni sarışında hissetmek ve bilinçsizce yola çıkmak ile yorgun düşüş bir tekrar sanki denize çıkan. Bunun adı yabancılaşma mı? Dönüştürdüğün gerçeklerde kaybolmuşsun ve imaj koleksiyonunla baş başasın. Görüntüler ve ardı, limitsiz bir iç karşılaşma. Sınıra dokunanda sınırsızın aşılmazlığındaki arayışın iç yüzü o kadar derin ki. Bazen neden yazıyorum diyorum. Neden paylaşıyorum. Yoksa bu kelime de haksız bir yafta mı? Boşluk ne kadar boşaltılabilir. İçinden çıkılmayanda iç ne kadar anlatılabilir. Anlatmak istemeyiş, anlatır olmak, hep aynı hikayeye yakalanmak. Bir Pazarı daha kelimelere teslim etmemeliyim.Gitar beni biraz olsun yüreklendirirken içinde yol aldığım bu nefesi hissetmeliyim. İç çekiş demişiz ama bence bu bir iç veriş. Dıştan gelen hayatı vermenin kaçınılmazlığı. Biz hayat alış verişini severiz zaten. Onun için değil mi çabamız? Arkadaşlarımla buluşayım, bana getirdikleri gerçeklere ihtiyacım olacak. Bazen alıp başımı gideyim desem de, merkezinden kaçamayacak bir daire gibiyim. Bu başı dönüş benimse, sonu yok gibi görünen sonsuzluk da hep bir kovalayış. Tekrar da sonlanan da başlayan yada başlayanda sonlanan. Kaybettiğinde bulduğun, bulduğunda kaybettiğin. Seçimlerinde rengarenk açan, koparıp da aldığında solmaya yüz tutan. Durmaya zaman yok. Ya sen akıyorsun dışa, yada dış dünya sana akıyor. Bu zihin bir yüreğe dayanmış hayatı karşılıyor. Gitarın tellerine dokunan parmaklar kimin bilmiyorsun ama içinden tutuşunda yol alırken ismi olmayanı anlıyorsun. Yüzü olmayan duygularla bezeli ezgiler, hayattan izler, tıpkı dönüşü olmayan kızlar gibi. Kulağına çalınanda anımsamalar da görüntüye karışıyor. Neon ışıklarının deniz yüzeyine rengarenk serilişleri gibi ayırt edilmesi zor bir girişim. Yakaladığın bu titreyişte hissettiğin kıpırtılar gibi yaşamın heyecanı. Aklına gelen, Pasaport iskelesine uzananda, gece sabahın eşiğinde, içinde. Tekrarlar arasında oyunlar, sesler, açılımlar. Belki de ormanı dinlemeli bugün. Yeşil de hayırsız diyecek bana, aylar oldu patikalarıma uğramadın. Kekik kokularının terk etmek istemediği yamaçlarda, burnuma yaşamın cesaret verişi geldiğinde, ekran çocuğu olmayı bir kenara bırakıp, görüntülerimden çıkarım gerçeğe, zihinle aksedenin örtüşüşüne. Bir kızı zihninde sevemezsin. Sevdiklerini bir şarkıya dönüştürdüğünde yalnızsın.

13/11/2005

Bana kalan Pazarlar, Etkileyici Bir Kadın Sesinde Bir Başka Tören

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home