İşlenebilecek En Güzel Günaha

Duygularında kaybolmuş bir adamın ebedi adresi kadınlardır. Kelimelerimin buluşma noktası güzel kadınlara. Ölüm sözü ayırana dek. Sanırım gerçeğini şaşırmış ender insanlardan birisiyim. Kolay değil narin bir ihtimali sevmek. Gözler yaşamak demek.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İzmir, Türkiye

I like dabbling in English. Words welcome people in me.

Cumartesi, Ağustos 25, 2007

Bir Yıl Daha Sakladım Sana

Yaş gününde onu aramama konusunda karar vermiştim. Bu hisle yıllar öncesinde de çok zor başa çıkmıştım. Sekiz Eylüller can yakmıyor artık. Yirmi Ağustoslar da bir gün habersiz geçecek. Ne tuhaf onu o kadar düşünüyordum ki, haftalar öncesinden yaş gününü kutluyordum içimde. Artık hiç bir kutlama kırk gün kırk gece değildi. Masallar yoktu gecelerimde. Gerçeğimle uyandırıyordu beni her sabah. Bu yazımı buraya sakladım, ait olduğu yere, geçmişin kalıntılarının arasına. Unutulmanın katmanlarının altında ezilir tüm hatıralar. Unutulanlar da bir gün sahipsiz kalırlar bir hayal olan ölümle. Bir geçmiş avcısı dokunur sözlerime, fosilleşen üzüntülerimde kaybedilmişlerin izini sürer. Daha yarınlar var geçmişe. İçimde kalamazdım, yaş gününün arifesinde. İstanbul’a sığınacağım. Anlara böldüm derdimi. Bir masa kaybolacak benimle, herkes kederlerimi sevdiğimi sanıyor. Kardeşim Fuzuli gibisin yarattığın bir aşkın acısındasın demişti. Haklı mıydı? Yoksa terk ettikleri benim yarattığım Ferit miydi? Beni bırakıp gidiyorlardı da, benim hiç üzülmemi istemiyorlardı. Kendimi kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyaydım içimi sarıveren seslerde. Duyulmamak da benimle yaşlanıyordu. Bir iç ses bana sokuluyordu. Sokaklar dökülüyordu yamaçlardan, buluşmaları köşelerde kaybolurken denize iniyordu yalnızlığım. Bugün yüzlerce hektar canım orman kül olmuştu. Neden her kayıp bilincimde ağırdı. Yok olana da alışıyorduk. Daha nice yok oluşlar bizi aşacak. Yaşam yaşadıklarımızdan taşacak. Kıymetini bilmeli insan olmanın, kıymetini bilmeli canlı dokunun, dokunuşun. Bir gözlerini kapayış değerli içinin gidişinde. Bir yıl daha sakladı yüreğin sevdiklerine ve unutmak istediklerine. Bir yıl daha girecek yaşadıkça aramıza. Gönderilmeyecek bir mesaj, bir zamanlar gönderilmemiş mektuplar gibi. Saklanacak kırıklıklar, yaşanmamış anlar gibi. “Birbirimizin kıymetini bilecek kadar şansımız olsaydı. Sana armağan değilmişim. Bugün sessizliğimizi açtın mı? Hayatındaki sesler arasında beni duyabildin mi? Zaman hep yaş gününü kutlasın. Bir anne olduğunda gözlerin ne der? Nice yıllara hayat! Sevildiğin için yaşayacaksın. Kanaatkar insan mutlu olmasını biliyor. Beklentilere gücümüz yok, kabullenmek zaman alıyor. Suskunluğum her sabah nasıl olduğunu merak ediyor. Bu yaz mavi sensizdi. Bir gün dinecek içim. Anımsamalarım da yorulacak. Belki de yazmamalıydım. Ne fark eder nasıl olsa biliyorsun seni sevdiğimi ve seni düşündüğümü. “

http://duygumuzesi.blogspot.com/

15 Ağustos 2007 Çarşamba

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home