İşlenebilecek En Güzel Günaha

Duygularında kaybolmuş bir adamın ebedi adresi kadınlardır. Kelimelerimin buluşma noktası güzel kadınlara. Ölüm sözü ayırana dek. Sanırım gerçeğini şaşırmış ender insanlardan birisiyim. Kolay değil narin bir ihtimali sevmek. Gözler yaşamak demek.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İzmir, Türkiye

I like dabbling in English. Words welcome people in me.

Pazar, Eylül 23, 2007

Yalnızca Düş, Senin Anlamayacağın Bir Dilde

Her gözlerini kapayışında bir şeyler değişti hayatında. Bir martı gibi dolaştın denizleri, dilinden hiç düşmedi hayat öyküleri. Bir kadın beğendiği en güzel gece üzerinde, gülümsüyordu. Bir hatıra defterindeki yaprak gibi açılmıştı omuzları. Yarını saklayan gözlerini kaçırıyordu geçmişten. Bir umut vardı gizem dağıtan bakışlarında. Cazibeliydi sessiz kalışları. Yan yana gelemeyen iki kelimeydi suskunluklarımız. Bir hayal lobisinde karşılaşmıştı yalnızlıklarımız. Adını beklediğim kadın her bayan gibi geç kalmıştı yaşamak istediklerime. Beklemek dakikaları yalnızlaştırıyordu. Bir adım daraltabilsek korkularımızı. Duyulamayanlardan birisi afedersiniz diye seslendi. Ateşiniz var mı diye sokuldu. Çok klasik bir numaraydı. Cesur olamayanlar hep böyle derdi. Ben sigara içmiyordum ki, canımı yakmak için mi diyecektim. Ben sevişme sahnelerinde oynamam der gibi duruyordum. Zaten hiçbir kız da rol vermiyordu bana. Keşke çok ahlaklı olduğum için olsa. Tüm sırlarını kendine yakıştırmış güzel bayanın kırmızıyı deli eden sırt dekoltesi kadar açıktı yüreğim. Bir sorunum vardı kelimelerim sessizdi. Yeni bir sayfa gibi açılmıyordu gömleğimin düğmeleri. Bu sahnede perde kapanmıyordu gece oyununda. Bir tek gözler kapanıyordu seyircisiz yalnızlıklarda. Bir dokunuş muzip değildi, aralayıvermiyordu yaşamımı. Bir yönetmen kamerasından bakarken hayata ilk kez bir anahtar deliğinin arkasına geçişini hatırladı. Bir film çeviriyordu bakışları sevişmem demeyen bir kadınla. Herkes yaşama sanatı için soyunuyordu. Bense üzerimdeki giysilerden utanıyordum. Özel olduğunu düşündüğüm kızlar gibi gelip geçivermişti zaman. Bir suskunluğun içinden geldin bana. Hatırlanmak istercesine çıplaktın. Tüm günahları yeniden yazmak arzusuyla ışığı kapattın. Karanlığı üzerinden attın ve yanıma uzandın. Hiç hatırlamayacak olsan da, bir ad versem sana. Yalnızlık senden daha çok dokundu bana. Sen de bir başka adamın acıları mısın? Bir penceren var mı gözlerini yaşartan? Yoksa sen de sevdiklerini kaybetmeye alıştırdın mı yüreğini? Ben hiç bilemedim sevildiğimi. Ne kadar çok sır toplamışçasına rahatsın. Benim için değerli huzursuzluğum. Ben küçük kaygıları olan bir armağanım. Senin tarafından açılmayı hak ediyor muyum? Her düş dönümünde bir kızı unutmaya çalıştım. Uyanışın ne kadar da yabancı. Hiç yok sabahının utancı. Yok içinde değer doğuran bir sancı.