Oyun Yine Akışına Bırakmıştı Her Şeyi
(İşe gidişlerimde metro ve vapur yolculuklarımdan)
Göz gözü görmüyordu yalnızlıkta.
Asla saklayamayacağımız detayların içinden geçiyorduk. Uğultuyu şekillendiren koridorlara boşalışımızda, suskun yüzler arasında tutunuyordum yansımama. Kapı kalabalığı yeniledi. Oyun yine akışına bırakmıştı her şeyi. Gün yine güneşliydi, şiddetli yağmur sonrasında.
Gittikçe birbirimize benziyoruz. Yaşam telaşımız, suratımızı asışımız, aynılaşıyoruz. Takım elbiseli adamlar vapuru beklemeye başlamışlardı. Herkesi sıradanlık giydiriyordu. Sanki kıyafet insanın ruhuna işliyordu. Hava puslu bu sabah. Öykü yağmurla yıkanacak. Denize anlatılan anlardan bir diğerinde bakışlarım. Yazdıklarım anlatamayacaklarım, duyamayışlarım aşkım. Ağır ağır sokuluyoruz Karşıyaka’nın hislerine. Unutulan sözlerin kayıp bürosu kalbin.
Düşüncelerin kimleri sormadı ki. Hatırlamanın rengi maviydi yine. Çayımı karıştırışımın farkındaydım da, ya aklımı karıştırışlarımın? Kaybetmenin zamana ihtiyacı vardı. Paylaşmayı zorlaştırmak mümkündü istemeyince. Deniz yanmışçasına gri bulutlar yükselmekte. Benimkisi bir hayaldi senin içinde olduğunu sandığım. Bir ara verişte dinlenebilsem. İhtiyaç duyduğum anda bir martı uçtu bakışlarımı, ufka dalışımı araladı. Kıyıya mırıldandık güneşle birlikte. Dalgaları yanaştırdık vapurla iskeleye.
<< Home