İşlenebilecek En Güzel Günaha

Duygularında kaybolmuş bir adamın ebedi adresi kadınlardır. Kelimelerimin buluşma noktası güzel kadınlara. Ölüm sözü ayırana dek. Sanırım gerçeğini şaşırmış ender insanlardan birisiyim. Kolay değil narin bir ihtimali sevmek. Gözler yaşamak demek.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İzmir, Türkiye

I like dabbling in English. Words welcome people in me.

Cumartesi, Mart 31, 2007

İnanmak İstediğin Senindir

Yanlış olan bazen iki kişilik bir doğrudur. İnanmak istediğin senindir, inanmak istemediğin de. Bir düş kurarsın uzaklara, yalnızlığın ardına. Sen çılgınların en çılgınıydın hani. Hani saçların sen kokuyordu. Sormak istediğinde cevabım yoktu. Yorgundum, yoksa normal değil miydim? Çıplak ayakların yere sağlam basıyor mu? Yerin serinliği sana yaşadığını anımsatıyor mu? Kalmak isteyişin göz kapaklarında beni mi bekliyor? Güzel olduğunu söylemeseydim de sen bilmez miydin? Ben anlamak ve yaşamak istercesine sessizim. Bana varana teslim, ardıma yakın olana sonsuz durmaktayım. Dudaklarım kelimelere direnirken, elin uzanır mı beni titreten yaşama? Elin anımsatır mı tenime avuçlarının sıcaklığını? Gözlerimi hiç açmak istemeyişimi doldurur musun nefesinle? Bana sarıldığında zamanın bizi istemediği gerçeğinden beni saklayabilir misin ana? Unutulanın adı yarına kalsa ne olur, bir sır versen omzuma. Duvar saatine mesafeli, pencereye göreceli, düşüncelerine saplı kıpırdamıyorsun. Hesaplamıyorsun, tutamıyorsun kalp tanelerini. Sen yalnızlığına kelimeler bulamıyorsun. Bakışlarını gözlerinden tadıyorum. Çıplaklığını beline kadar kovalıyorum. Pink Floyd’un Comfortably Numb eserinde oturmuş içimden neler çıkarıyorum. Gözlerimi kapayışımın çizgilerini takip ediyorum soluk soluğa, içim ürperirken beni saran hissin düşünce bulutunda. Sanki nereye uzansam günışığını çeken zeytin ağaçlarının kara taneleriyleyim. Bir yaklaşmayla kendimi aksimden tanımaya çalışır gibi heyecanlı ışıltı şaşkınıyım. Bir patika kaçıyor orda uzaklarda, bir orman yolu arıyor göğü. Bir şehir üzgünüm diyor. Bir kız ne de büyüleyici doğmuş, suskunluğu perçinliyor. Susturuyor tüm kelimeleri, geceyi ben anlatırım diyor. Beni yıldızın san diye fısıldıyor. Çıplak olduğumu gözlerin bilmese de, soyunurum teninde dercesine sokuluyor. Boynumu soluyor sanki ölümsüzmüşüz gibi. Güzel olduğu gerçeğini bir fotoğrafa ayırıyor, takdir ve hayıflanma saklı yarınlara. Hayatım nasılsın diye aramıştım. Yağmurdan kaçan insanların gerçek dünyasından elimde şemsiye ile hızlıca oturduğum apartmana girmiştim biraz önce. Yağmurun sesi Cumartesiydi.Yine saçmalamakta mıydım, yine hayal mi saklamıştım gerçekten.

31/03/2007

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home