Düğüm Bozumu
Hayal etmek bir yalnızlık oyunudur. Kendi başına kalıştır düşünceler. Gizlenmektir tatlı bir tebessüm. Bir keşiftir suskunluklar. Yanı başındadır hayatın sırları. Yanı başındadır hayatın geceleri. Yanı başındadır fotoğraflar. Bir kadındır sokakların arandığı. Bir addır yalnızlığın takındığı. İçinde yer aldığın sahnelerde rol arkadaşların vardır. Senin olmasa da tüm senaryolar, katıldığınca katlanıyorsundur yakalandığın cevaplarına. Bir şarkının şehrinde yaşlanıyorsundur. Bir sokak lambası kadar gözlemci ve uzak, bir vapur kadar karanlığın yolcusu, kıyının inci kolyesi ışıltılar kadar konuşkan bırakılıyorsundur adımlarına. Apartmanlar yerden dönüyorlar göğe. Seni derinleştiren bir dipte akışına sesleniyor çevrenle kaplanıverişin. Sana yakınlaşandan kaçışın ilerin. An düğümleniyor geçmiş ve gelecekle. An çözülüyor gözlerinde. Resim çözen sözler varıyor aklı karıştıran yalnızlıklara. Var olmanın zorluğundaki insanlarla gelip geçiyoruz bizi unutacak caddelerimizi. Bir dükkanın içince karşılanışımızda hikaye bizi alıkoymuyor. Yürümekle kelimeler kaybediyor gerçekliğimiz. Pencereler yerleştir anlaşılamayana. Bir resim sergisindeymişçesine geç duvarlarını. Bir göçebe ömrün tanıklarındanız hepimiz. İçimize yerleşmiş bir sevgili kadar ölümlü sonun yalnız bırakmadığı başlangıçlar. Sonunu merak etmeyen bir özgürlük yaşamca çekiştiriliş. Cezbedici bir uyanış her gözünü açış. Sensin sevdiğin kaçış. Sensin kovalanan çocuk. Sensin ayak seslerinde kendine gelen.
<< Home