İşlenebilecek En Güzel Günaha

Duygularında kaybolmuş bir adamın ebedi adresi kadınlardır. Kelimelerimin buluşma noktası güzel kadınlara. Ölüm sözü ayırana dek. Sanırım gerçeğini şaşırmış ender insanlardan birisiyim. Kolay değil narin bir ihtimali sevmek. Gözler yaşamak demek.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İzmir, Türkiye

I like dabbling in English. Words welcome people in me.

Pazar, Aralık 23, 2007

Yüzler

Eksik anlatılanlar da yalandır. Kim dürüst ki bu dürüstlük oyununda? Söylenemeyenler, söylenmek istenenler, söylendikçe kelimelere derdini anlatamayanlar, yüreğinden çıkmayan utangaç kelimeler, gözlerin tutamadığı ar damarı çatlamış ışıltılar, oyunlar ve dürüst oyuncular bir anlığına durdular. Gelecek geçmişi karşıladı, diğer hikayeleri susturdu. Senin için mi seçmiştik kelimeleri? Ne de olsa haklıydı birileri. Anlamak istediklerini ben mi bırakmıştım sana? Masum olduğum inancındaydım. Belki de ne istediğini bilmeyen insanlardandım. Suç muydu kararsızlık? Bedeldi yalnızlık. Düşünceler bir şarkı, bir geçip giden gün daha. Akışın tanıştırdığı yüzler, adı sonsuzluğa zincirli ölümlüler. Sen avuçlarımın ısınışını da soğuyuşunu da hissedemezsin. Sen de yargılarına mahkumsun. Sen de bir deniz kıyısındasın, ya da bir bozkır fısıltısında, bir martın var belki de, ya da bir kedin. Sen de dizlerini karnına çekip, kapanabilirsin hayallerine. Bana izin vermesen de bir şarkıya izin verebilirsin belki de. Sen de uzanabilirsin sevildiğin hissine. Sen de ağlayabilirsin, sen de bir omzu özleyebilirsin. Sen de dönüyorsun gözlerden. Sen de akşamları yaşadın, sen de yürüdün içindeki sesi. Sen de ayakların serin kumlara gömüldüğünde rüzgarı sarınmış olmalısın. Saçlarının gülümsemesinde savrulduğu bir adam vardır elbet. Sadece senin yüzünden değil, benim yüzümden de. Herkesin yüzünden. Kollarımı açışım kimseye yaranmak için değil. Sadece kendimi topluyorum sessiz dualardan. Bir yıldız beni gülümsetebilir, bir tepe karıştığı karanlığa beni çağırabilir. Bir öpücük yalnızlığımsa utandıramazsın onu asla. Herkes kendi hikayesini önemli sanır. Bir başını yaslayış, yaşlanış. Bir umut toparlanmak. Meyve yerken takvimler sana hatırlatıyordu tarihi. Anımsamalar arasındaydık. Biriken gece yığınında ne diye karıştırıyorsun karanlığı, sence bir yıldız var mı kovaladığın ışıkta? İnanmak mı istiyorsun? O zaman sorularından vazgeç. O zaman haklı olmaktan vazgeç. Sadece kendine bir şehir seç. Sokaklar nasıl olsa seni bulur.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home