İşlenebilecek En Güzel Günaha

Duygularında kaybolmuş bir adamın ebedi adresi kadınlardır. Kelimelerimin buluşma noktası güzel kadınlara. Ölüm sözü ayırana dek. Sanırım gerçeğini şaşırmış ender insanlardan birisiyim. Kolay değil narin bir ihtimali sevmek. Gözler yaşamak demek.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İzmir, Türkiye

I like dabbling in English. Words welcome people in me.

Pazar, Haziran 22, 2008

Yüreğinin Nuh'un Gemisi Olduğunu Anladığında Artık Aramayacaksın

Hangimiz bir adım daha atsak diye gülümsediler etraf onlarla durmuş, bir bakıma yaklaşırken. Bir andan el ele kaçmak üzere olan iki bakış ayrı düşmüşlüğün en yakın halinde birliktelerdi. Duyulanın içinde heyecan duyan, görünenin hayat bezeli ihtişamında sürgün veren bir gülümsemeydiler. Hava iyice ısınmaktayken, rahatsız etmiyordu güneş. İnsanı zorluklara direndiren bir güzellik hep cesaret vericiydi. Koşup da serin sularına atlanılmak istenen bir deniz gibiydi yürekleri. Oyun oynamayı seven suskunlukların içinden sarıldılar birbirlerine. Dingindiler, huzurluydular. Özgürdü yalnızlıkları. Yüzünü esinti okşayan insanlar kadar anlayışlıydılar. Yaşama saygı duyduran bir gözlerini kapayışta fazla kalamazlardı. Biraz nefes alıp ayrılacaklardı ama bir ömür borçluydular bu sevgiye. Unutulmanın mirasçılarına devredeceklerdi yalnızlığı. Bir adımıyla başladı yolculuk. Bir adımıyla kısaldı uzaklık. Yakının yettiği kadar vardı bu güzel keşfe. Daha fazlasını hayal etmedi. Yetindi rüzgarın şarkısıyla. Yetindi kumsalın ayaklarına serin dokunuşuyla. Yetindi küçük ama yaşam dolu bir anla. Küçüldü, küçüldü evren oldu. Kendine döndü gündüz ve gecelerden. Kendine döndü yıldızlardan. Küçüldü, küçüldü sokuluverdi içine, tomurcuklandı. Yarını açmayı diledi sevinçle. Duasına anlam veremeyen başkalarına teslim olmayacaktı. Elini uzattı, bir sıcaklık koydu avcuna. Teşekkür etmesini bilen gözlerine güvendi, onu esir almayacaktı. Kulağına suskunluk koydu. Yüreği onu duyacaktı. Yeşili, maviyi arındıran bir coşkunun içinde derin bir nefes aldı ve şükretti. O bir hain değildi, kıymayacaktı sevgi cennetine. Birazcık suçlu hissetti, yaşamını kazanma telaşında alet olduğu için. Vicdanını avutmak istedi üzgünüm deyişi. Bırakmak istedi, sancılandı yüreği. O kadar iç içeydik ki, o kadar karışmıştık ki bu sürece. Kirleniyorduk. Hangimiz bir adım daha atsak diye gülümsediler. Sevgi kir tutmuyordu. Biraz daha sevmeliydik dünyamızı. Yaşam kin tutmazdı. Özrü hep kabul olmuştu toprak ananın çocuklarının. Küçücük bir kar leoparının da hakkıydı göğün altında keyiflenmek. Anlamak ve saygı duymak bizi de özgürleştirecekti. O yüzden güvendiler diğer insanlara. Beraber suya yansıdıklarında yalnız olmadıklarını gördüler. Suya yansıyan küçük bir fil yavrusunu da sevmeli yüreğin.
22/06/2008

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home