İşlenebilecek En Güzel Günaha

Duygularında kaybolmuş bir adamın ebedi adresi kadınlardır. Kelimelerimin buluşma noktası güzel kadınlara. Ölüm sözü ayırana dek. Sanırım gerçeğini şaşırmış ender insanlardan birisiyim. Kolay değil narin bir ihtimali sevmek. Gözler yaşamak demek.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İzmir, Türkiye

I like dabbling in English. Words welcome people in me.

Perşembe, Mart 30, 2006

Biz Gerçekten Yeni Yılı Mı Kutluyoruz?

Kapıyı açışın sana bir dünya getirmiş olmalı. Ayakkabılarından çıkıp da içine daldığın evim dediğin dönüşlerde, neler hissettin kendini alıştırdığın bu seni sürekli karşılayanda? Neler düşündün? İçinde neler çarptı sana? Hikayeni merak etmiştim doğru. Anlatmanı da çok istemiştim. Bense bu kadar acımasız olmalı mı insan diye geçirdim içimden. Hiç isyan etmedim. Sevdiklerin, zeytin ağaçları ve deniz de nasibini alıyorlar bu oyundan. Yırtıp atamıyorsun zamanı, silip yeniden yazamıyorsun geçmişi. Buruşturmak istediğin yazdıkların yine de değerli, seni saklamadıkları için. Daha güzeli ile buluşmak elbette ki hakkın. Sen kelimelerini nasıl seçerdin yine de bilmek isterdim. Sadece sessizliği seçişini bilmekle başlayan gizemde kalmak tercihinse, göz şenliğinde senin derleyip hayatına koyduğun demet de renkli ve sana özel olmalı. Tüm şehirler birlik olmuş yeni yılı kutluyorlar. Gece insanlarla dolu. Bugün kadınlar çizgileri hayran bırakıyor olmalılar. Bir zarif şarap şişesi mum ışığında yerini almış, dudaklardan kıskandığı kadehleri bekliyordur her zamanki gibi. Kırmızıyla neleri paylaştığını duymak isterdim. Sense gülümsemende özetliyorsun yaşamı. Ben hem anlamak istediklerimi çıkartıyorum ta derinden, hem de anlayamadıklarımla karışan anlayamayacaklarımı. İçine dokunup geçen, unutulmak kaderi olan tatta anlaşan sonsuzlukta zamanı yıllandırıyorsun. Bir yıl kadar yaklaşıp, bir geçmiş kadar uzaklaşıyorsun. Lale mevsimi yakın. Kır serin. Barlar hınca hınç dolu. Hayat akıl almaz. Orman rüzgarla girerken sonsuzluğa, yıllar insanların. Televizyon içinde kaybolmuşların dizilişinde masa için hiç de sürpriz olmayan bir gece. Karanlık ve ten ise tarih kadar eski. Modern törenleri aşan yalnızlıkla, kutlama önceyi özler gibi. Hiç eksik olmayan sözler gibi. Yüzyılları geride bıraksak da geçmişle geleceği buluşturduğumuz anda hep bir mağara adamı olduk. Gözlerimizi kapadığımızda sesi, düşünceleri, kokuyu, ateşin sıcaklığını, korkuyu ve insanlığımızı ağırladık. Ardımızda hep hayat vardı, berimizde de. Karanlık ve tendik. Bu yalnızlık bin yıllık. Aşk adını üşüdüğünde uzak sıcak alevlerle buluşmasından aldı.

31/12/2005

Biz Gerçekten Yeni Yılı Mı Kutluyoruz?

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home