Metro
Onu sadece kravatlı, takım elbiseli bir adam olarak mı görüyorsun? Cesaret edebilir miydin, gömleğinin birkaç düğmesini açıp da tenine dokunmaya, onu anlamaya çalışmaya? Sıcaklığınla ona vardığında var olan, varılanda duraksayabilir miydin bir an için? O sessizliğe gömülen bakışlara kimse davetli değilken, telaşlı, sen neler anlayabilirdin bu yakalanmışlıktan? Bu görüntüyü taşımaktan yorgun olabilir mi? Üşüyen ellerinde yakınlaşmaktan çekindiği kızlarla ilgili birçok hikayesi var mıdır? Elini uzatıp da saçına dokunamadıklarına dair oluşturuverdiği onca soruya yanıt bulabilir misin? Saçmaladığı anların bile farkında bile değildir belki. Sadece sevmiş olabilir. Haydi dercesine geldiği bir günde taşıdığı geçmişi mazereti yapmıştır. En yakın dostlarına bile anlatmaya korkmuştur. Artık emin değildir. Onca inanamadığı şeylerde bulmuştur kendini. Kravatlı O değilse bile adı, bir öyküye kahraman olabilir niceleri gibi. Aldırır mıydın yine de? Dinler miydin? Sadece bir gelip geçen bile olsa, bu kaçıncı karşılaşma der miydin? Bir deniz ile İzmir, metro insanla canlı. Tarihle dokunmuş bir korku. Yaşandıkça yaşanamayan bir öykü.
Metro
31/12/2005
Metro
31/12/2005
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home