İşlenebilecek En Güzel Günaha

Duygularında kaybolmuş bir adamın ebedi adresi kadınlardır. Kelimelerimin buluşma noktası güzel kadınlara. Ölüm sözü ayırana dek. Sanırım gerçeğini şaşırmış ender insanlardan birisiyim. Kolay değil narin bir ihtimali sevmek. Gözler yaşamak demek.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İzmir, Türkiye

I like dabbling in English. Words welcome people in me.

Cumartesi, Nisan 22, 2006

Gönül Denizine Vuran Düşüncelerde Seni Çıkardım

Gönlüne dönmedin mi yine? Akşam güneşi yolcu ederken, şehre çöken kızıllıktan çıkarmadın mı düşünceleri? Biliyorsun yüreği altüst. Kafasını sarmış sorular onu yiyip bitiriyor. Kendi hayatlarını unutmuş insanlar, başkalarına karşı son derece acımasızlar. Uzak sanki bir hikaye arıyor. Bir masa başı denize sırtını vermiş, rüzgarı dinliyor İzmir’den. Ne istenir ki bir gülümsemeden? Biz bu hayatı çözemedik ama içinde çözülüyoruz. Günahımız büyük. Aralara sızıyoruz.
Uyanışları birleştiriyoruz. İçe sığmayanda oyun sürekli daralıyor. Gece onu kaplarken yalnızlığına sokulamıyorum. Dert etme diyemiyorum. Sadece kendime saklayabildiğim bir üzüntü. Aldırma diyemeyişlerim. İçinde bir sıkıntının çöreklendiğini bilişlerim. Sokağıma doluşan apartmanların arasında saklanışlarımda başlayan bir düşünüş, geceye saçılmış şehir ışıklarında, kıyının şehre sarılışını toplayışlarda, adımlarımı alıp giden bir yürüyüş seninle, evet seninle dolu. Sessizlik sırtların gizini açarken şehir savruluyor öteye. Kaybolan, denizle buluşuyor taşanda. Güç derinde. Tutsak edilemeyen tutkunun adı özgürlük. Feda edebilme erdeminden yoksunların anlayamayacağı bir karşı duruş bu. Kendimize ait alanlarda işgal altındayız. Bu hayatını kazanma oyunu olamaz. İnfazları oldum olası sevmedim. Haklılığı kendinde gören yargıçların cezalısı hiç olmadım. Yeri geldi kaybedişi hazinem yaptım. Bizi kendi kendimizin yargıcı yapıyorlar ya, en büyük acımasızlık bu.
Konak Pier’e birşeyler anlatan hafif esintiyi kaç onurlu insan duyuyor ki? Yeter ki parçalarını al da gel. Resme sen de katıl güzelliğinle. Sadece gülümse. Bugün bir hüzün koydum köşeye. Senden kopan bir parçaya dokundum özenle. Sen içimsin. Dışımı, dışarıda bıraktım. Gözlerimi kapadım, sana bir yer ayırdım. Bir teselliyi en iyi şekilde dile getirsin istedim cümlelerim. Pencerende perdeni araladığında hayat bir parça olsun karşılıyorsa seni, gülümse. Parmaklarına dokunan kumaşta yaşadığını doğruluyorsan, içindeki hisse coşkunu ekle. Bir gün omzuna dokunan sabırsız bir yüreklendirme olursam, sırtını döndüğünde sıcak bir tebessüm bulacaksın. Bakışlarına kelimeleri asla kabul etmeyeceğim. Körfezime sarılan ışıklar gibi seni bırakmayacağım. Bir adımına yolculuk katacağım. Kumsal bana hayatı hatırlattığında inan benden güçlüsü yok. Ben bu denizin çocuğuysam asla tutsak olamam. Suskunluklarım birer geri adım değil. Bende saklı olanı göremeyene ne anlatabilirim ki, cümlelere kelimeleri doldursam? Ben tekrarlarımdan ibaret değilim ki. Her güçlü gece içindeki zayıfa döner. Sadece sevilip de sevenin hesaplaşmaları yoktur hayatla. Bu keşfin cesaretlendirişinde İzmir gözlerim. Şehir zaman işçileriyle dolu. Sen de mi yorgun düştün? Derin bir nefeste ciğerlerini hissettin mi? Sana dolan hayatı ne kadar içinde tutabilirsin ki? Sabah kahvaltısında sana üzerindeki unutulmaz anlarıyla zamanı dilimlemek isterdim.

Gönül Denizine Vuran Düşüncelerde Seni Çıkardım

22/ 04/2006

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home