İşlenebilecek En Güzel Günaha

Duygularında kaybolmuş bir adamın ebedi adresi kadınlardır. Kelimelerimin buluşma noktası güzel kadınlara. Ölüm sözü ayırana dek. Sanırım gerçeğini şaşırmış ender insanlardan birisiyim. Kolay değil narin bir ihtimali sevmek. Gözler yaşamak demek.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İzmir, Türkiye

I like dabbling in English. Words welcome people in me.

Pazar, Nisan 02, 2006

Sesler Ormanı Seni Aldı

Sesler ormanı seni aldı, hayal oldun yapraklarında. Rüzgar sana dokunuyor, karıncalar koşuştururken uzaklarında, düşüncelerimdeki her adımında. Renkler gel bana diyor. Van Gelis içime akarken Voices albümünün şefkatli dokunuşunda, bir gözyaşı oluyorum düşüyorum hiç kıpırdamadan duran ağaçların arasına. Kararlılık Ormanı’nda yol alıyorum bir cumartesi sabahı. Yalnızlık paylaşılamaz, sessizlik duyulamaz. Geçmişe uzanan anıları ile köklüdür kararlılık ağacı, dalları esintide kıpırdasa da geleceğin esip gelişinde, bir anın sarsışında taviz vermez. Gece çöker, yıldızlar yağar o kararlıdır. Gündüz döner, koşar çiçeklere gün ışığının peşinde. O kararlıdır.
Ne çok üzülen var bu yolculukta. Ağacın korkuları vardır. Ağaç artık kelimelerinden çık lütfen der. Benim kanatlarım yok küçük kuş, uç git lütfen, bu bir masaldı bana konuşun der. Oyuncu dallarıma aşık olma. Senin yerin uzaklar , Kararlılık Ormanı’nın ardı. Küçük kuş kıskanır başka kuşları. Buruk kanat çırpışları ile biraz uzağa konar bakar. Öter ağaç duysun diye, ama sesi karışır seslere, duyulmaz olur, artık adı sessizliktir duyulamamanın. Nice denizleri uçar, şehir sokaklarını, hayatları, telaşlı koşuşturan kalabalıkları, akşam insanların doluştukları lokantaları, renklerle bezeli çiçekçileri, otobüs duraklarını, taksilerin sarı bekleyişlerini, sokak köpeklerinin havlamalarını, nice yaşam yansımalarını. Uçarcasına akar içine , Kararlılık Ormanı içinde. Kelimelerinde ailesi onun göremediklerini görür, görmek istemediklerini. Küçük kuşun kalbi yalnızdır, çırpınışları da kendi gibi küçüktür, güçsüz. Kelimeleri toplar bir yuva yapabilmek için ama herkes ona daha faydalı işlerle uğraşmasını öğütler. Çiçeklerin hikayesini anlatacağına bize kurtçuk bul getir der hayatın gerçek sesi. Karnımız tok bu fabla. İyi niyetlidir ormanın sesi. İyi niyetlidir baba kuş , onu itişlerinde düşmekten korktuğu geleceğe. İyi niyetlidir arkadaşları. İyi niyetlidir aşık olduğu ağaç denize bakarken.
Biliyorum biz bir yazıda yaşamıyoruz. Biliyorum gözlerim, ellerim, bende bir araya gelip benim yüzüme dönüşünce sende geçmiş oluyor. Beni kelimelerimle ve içimle sevemezsin. Arkadaşça bir ses, bana, madem içinde sevgi var neden onunla yetinmiyorsun, yani illa mektup yazıp o sevgiyi ilan etmen mi lazım diye sorduğunda bu sorunun cevabını bulabilmek amacıyla uçtum durdum düşünce okyanusumda, dev dalgalarımla boğuştum. Sesler ormanında sessizlik olmak ya da olmamak. Bir ses duyulamıyorsa zaten sessizliktir, seslerle gelen sessizlik. İnsan içiyle uçuyor ama içinde kendi duvarlarına çarpıyor. Bir el onu kafesinden tutup gezdirirken hayatın içinde , gözleri ötelere bakıyor. Küçük kuşu altın kafese , içine koymuşlar, o ne diyeceğini bilememiş. İki kafesin yakınlığında özgürlüğü hissetmiş ve orada kalmış zihni. Uçmayı seviyor, bazen sorumsuzca olsa da.
(Tarihsiz, muhtemelen 2003)

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home

Statcounter