İşlenebilecek En Güzel Günaha

Duygularında kaybolmuş bir adamın ebedi adresi kadınlardır. Kelimelerimin buluşma noktası güzel kadınlara. Ölüm sözü ayırana dek. Sanırım gerçeğini şaşırmış ender insanlardan birisiyim. Kolay değil narin bir ihtimali sevmek. Gözler yaşamak demek.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İzmir, Türkiye

I like dabbling in English. Words welcome people in me.

Cuma, Şubat 23, 2007

İşe Gelişlerimde Ve İşten Çıkışlarımda Sözlere Kaçırabildiklerim

Neden kimse gülümsemiyor diye sadece ben mi merak ediyorum.
/
(Sabah Üçyol'dan Konak'a metro ile giderken herkes suratını asmıştı.)
/
Tercihlerin talep edilebilir payları...
/
(Bazen kendimi başkaları ile kıyaslanır bulurum. Bazen de kendim bu hastalıktan bitkin düşerim. Genelde mezun olmuş olduğum üniversite nedeni ile benden beklentiler yüksektir. Müdür olmuş arkadaşlar, babamın oğulları üst düzey yönetici olmuş arkadaşları hep birer emsaldirler. Değer vermiyor olsam da para ne yazık ki, belli standartlarda yaşamanın aracı. Ne yazık ki içinde inanılmaz bir canlı çeşitliliğini barındıran yağmur ormanlarından tutun, balık serpili okyanusların sırrına ortak olan denizlere müjde veren ırmaklara değin her takdire şayan insanın yok edici hırsından müzdarip. Tercih razı gelme halini alırken, herkes farklı besleniyor bu teslimiyetten. Ara sıra yarışmak istemeden soluklanmak erdeminde durup düşünebilen aşağılanabiliyor anlam irtifa kaybederken. Bu düşüncelerle kendi payımdan utandırılmak istenmem ile mücadele etmeyişim bir dikkate almayış. Bir avunma değil aslında duruşum. Unvanların esirgenmediği bu oyunda ben kendi alanlarımın dingin gözlemcisiyim. Adımlarımı hapsedişim beni aşan yıkıma sessizliğim. Vicdanım ağır. Sevgim derin. Önünde duramadığım bu açgözlülüğün mühendisliğini yapmasam da, işçiliğini yapıyorum. Yeryüzü Belgeseli'ni izlerken doğaya haksızlığımızdan utanç duyuyorum. Biz tercih sahibiyiz, diğer canlıların kaderi olmaya hakkımız var mı? Eşitlik, adalet gerçekten de bir ütopya mı?)
/
Umarım size zararımız dokunmaz güzel martılar. Vapurun terasında ben de onlardan biriymişim gibi yakınlardı bana. Bir onlar hayat dolu. Bir bardak çayın sıcaklığında rüzgarın günaydın deyişi ne kadar hoş. Peynirli poğaçamdan ikram ettim bana maviyi ballandıra ballandıra anlatan dostlarıma.
/
(Sabah Konak'tan Karşıyaka'ya vapurla geçerken)
/
Sen çiçeklere bakmadan geçebiliyorsan, ağacın dibinde yatan kedi yavrusu umursamazlığınsa bana daha fazla anlatma, sadece dinle kaybolmuşluğunu. Sorabilirsen sor sokaklara.
/
(Vapurdan inmiş bankaya doğru yürümekte iken, çiçekçideki rengarenk sümbüller, papatyalar ve kasımpatılar gözüme iliştiler. Biraz daha ilerlemiştim ki, bir kedicik palmiyenin dibine kıvrılmıştı. Geçemedim satırlarımdan. Sokaklar beni yaşatıyordu ama ben bir günü daha kurban edecektim Tanrılara. Hala ilkeldim, hala yalnız. Çağdaşlık kansız hallediyordu artık herşeyi. Dolar yeşil ve demokratikti. Kedi hala kediydi, çiçek hala çiçek. Sadece insan devrilmişti, evrildiği düşünde. Birkaç adım daha dayandım. )
/
Öbek öbek diyalog. Herkes bir köşede bekliyor. Yürüyen merdivenler öykü taşıyor trenlere. Metro istasyonlarında gündüzün varisleri gece kumarında.
/
( Konak'ta Üçyol'a gitmek için metrodaydım. Daha altı dakika vardı. Ben de etrafımı izlemeye başladım. Düşüncelerim oyun alanımdı. Kimseyi davet edemiyordum ama gözlerim sataşıyordu adı bağışlanmazlara. Aramızdaki mesafe açılıp kapanmakta olan akış rast gelişinde bir tesadüftü farklı tekrarlarda. Söz miras kalıyor. Gözün mülkiyeti yok. Sen sahip olamadıklarını karşılıyorsun buluşmalarda. Nice karşılaşma bekleyiş alameti. Dakikalar insanları sayıyor. Sen geçiyorsun ya zaman da durmuyor. )
/
Sabah ve akşamımla demlenen hislerimin kokusu sözlerime geçmişti. Biraz daha nefaset kattı yaşadığım duygusu. Müzik beni kışkırttı gecenin tahrik edici yalnızlığında. Öncesi daha öncesinin sonrası olurken ben de aralandım birden. Kimbilir içeri girmek istersin benden, gece devranken. Uzaklar büküldü, senden yıldızlar döküldü. Katlanan yaşlandıkça örgüden söküldü. Katıla katıla yaşıyoruz hayatı.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home