İşlenebilecek En Güzel Günaha

Duygularında kaybolmuş bir adamın ebedi adresi kadınlardır. Kelimelerimin buluşma noktası güzel kadınlara. Ölüm sözü ayırana dek. Sanırım gerçeğini şaşırmış ender insanlardan birisiyim. Kolay değil narin bir ihtimali sevmek. Gözler yaşamak demek.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İzmir, Türkiye

I like dabbling in English. Words welcome people in me.

Pazar, Mart 18, 2007

Teslim Al Beni Yalnızlıktan

Sessizliğimi kalabalıklaştırıyorum. Adımlarımın tanışmadığı sokakların sakinleri bir bir belirmekte iken gözlerimde, hangi kelime anlatabilir ki suskunluğuma yakınlaşanı. İfade etmek isteyiş zanlılarının suçu dile getiremediklerinde saklı. Anlatılamamış olana sözünü geçiremeyen kendimi arayışlarımın teselli bulduğu bestelerde gözlerimi kapatıyorum. Hiç isyan etmemiş gibi köklü, yorgun düşmüşlüğüme insafsız düşüncelerle yüklü dokunuyorum yalnızlığın klavyesine. Derlenmişin avutulduğu sözlerden taşan da anlamsız geliyor zamanla aralananda. Acımasız bir tekrardan kaçarken yine yakalandım. Beraat edemedim dünden. İçimin infazını bana bıraktılar. Gönüllü dönüyorum dört duvar arasına, anahtarı olmuş olmamış fark etmeyen kapıların ardına. İnsanlar, nesneler, kitaplar, anımsamalar, güzel bir kadının bakışında dinlenmeyen odamı paylaşmış köşeler, uyanmışım ara vermiş olduğum yalnızlıktan. Uzanmışım komodinimin üzerindeki aşinalığa savrulmuş gece kalıntılarına. Sürekli dönüp duran akrep ve yelkovanın zaman kandırmacasına ne çok insanı gömmüşüz. Dokuzu beş geçe de durabilir kalbimiz. Kollarımı açmışım uzaklara, rüzgar gibi serseri. Deniz gibi uçarı, kanat olmuşum ele avuca sığmazlığıma. Bir noktaya bağlanmış duruşuma sığdırmaya çalıştığım her anda şehir bana katılır. Ekmek kırıntıları gibi savrulurken martılar, gökyüzü paylaşılır. Gece akşamı ağırladığında teninin suskunluğuna aldırmazdı bakışlarım. Saçlarının omuzlarına bıraktığı kelimelerde okurdum gözlerinin sırdaşı gülümsemelerinin arkadaşı sessizliği. Bir ses gibi sokulurdu elim unutulmuşluğumuza davete. Hatırlanmak istemezcesine kaybolurdum buluşmamızda. Yarından kaçar gibi yaşanmaz ki. Bir adım gibi cesaretli gelmelisin bana. Her perde aralanışında insanın içi bayram etmez. Pencereler de bir gün çiçek açar elbet. Belki kışkırtıcı bir kumsal seni çağırır maviye koşan umutlara. O gün günışığı seni gülümsetir. Tutsaklığın seni kustuğunda rahatlarsın belki içinden attığın hastalıktan kurtulmuşluğunun hafifliğinde. Yormazsın bundan böyle ruhunu. Köle olmazsın başkalarının hırslarına saplanmış hayatta kalma oyununda. Vicdansızlığımızdan kurtulabilmiş bir kuşun şarkısında sen de katılabilirsin belki huzura. Her pencere yeniden doğmuşçasına aralanmaz. Aç pencerenin kanatlarını, uçmak istercesine yarınlara. Çiçekler olsun bakışlarında. Güneşi severcesine dokunsun uzakları armağan ettiğim çıplaklığın. Bir heyecan gibi yaklaşışında bekleyeyim sürpriz kayboluşları. Her şeyin gülümsemeye değer olduğu bir dünyada yeşil kalsın uyanışlarım. Yağmur gibi ak dudaklarıma. Gözlerimi kapatışıma ses ol. Teslim al beni yalnızlıktan. Ben bakışlarının beni götürmek istediği yere adresini şaşırmış bir mektup gibi gelirim.

18/03/2007
İzmir

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home