İşlenebilecek En Güzel Günaha

Duygularında kaybolmuş bir adamın ebedi adresi kadınlardır. Kelimelerimin buluşma noktası güzel kadınlara. Ölüm sözü ayırana dek. Sanırım gerçeğini şaşırmış ender insanlardan birisiyim. Kolay değil narin bir ihtimali sevmek. Gözler yaşamak demek.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İzmir, Türkiye

I like dabbling in English. Words welcome people in me.

Cumartesi, Aralık 01, 2007

Olmaz Yaşamaya Doyum Demek Mi Uyum?

Uyum sağlaman gerekiyor mu? Uyum kendini değişende koruyabilmek mi? Uyum gezinmek mi, düşüncelerinden dışarı çıkmak mı? Uyum tanışmak mı? Yollarını ayırmış etkileşimler, sınırlarını aşamayan sessizlikler, çaresiz suskunluklar, olup bitene yakalanışlar, yoluna devam edişinde hatırladıklarında yalnız kalışların, anlarına doluşuveren bir eksiklik duygusu, kaybetmek istemeyişinden kaynaklanan kaybedişler, fotoğraflar, yarınlar, öyküler tek başına kalışlar. Yorgun düştüm her halde. Yılmayacağım biliyorum. Şarkılarımı seviyorum. Pencerenin arkası sensin. Sokak zamanla akıyor. Görüntü balıkçısı her zaman şanslı. Bir tebessüm yüzüne yerleştiğinde, içime saklarım seni bırakmayan hayalleri. Dinlerim denizi. Dinlerim geceyi. Susmayı konuşmaktan çok severim aslında. Susmak beni dinler. Susmak beni anlatır. Duymak kolay değil sözleri kayıp gözleri. Tercihlere itaatkar kendine dönen adamın hikayeleri arar durur düşlerine sokulan şehirleri. Dolaşır soruları olmayan cevapları. Gelip geçen suskunluğun yakınlaştırdığı insanlar uzaklaşırlar gizem nehrinde. Akışın hep bir telaşı var mıdır? Yavaşlayışımda konuşur muyuz adımlarla? Yine de bırakır mıyız birbirbirimizi sonsuza? Neden bu kadar karmaşık ellerimin cebimde oluşu? Neden bu kadar yalnız kadehimin kırmızı şarap doluşu? Gerçeğim bana da bir şey söylemiyor ki. Beni ne martılar alıkoyuyor ne de sokak lambalarını izleyen caddeler. Saçlarında rüzgar koklayan kadınlar da anlamaz beni. Asansörün düğmesine varan elimi yaşarım. Aynaya yansıyışımı taşırım iç sesimde. Beni öldürür merdiven basamaklarım. Her insan gibi benim de vardır sığındığım şarkılarım. Benim de var ızdırap çeken dokunuşlarım ve boşluk dolan yatağım. Benim de hayatımdan kediler geçer. Benim de açıklayamadıklarım sevilmeye ayak direr. Bilirim şikayet etmeye de hakkım yoktur. Bilirim konuşurum uzakla. Bırakırım her apartmanı gitmek istediği yere. Umursamam desem inanr mısın ki, yakınlaşan varmak istediğim değil. Yürüyorum bir ömür gibi geçercesine. Bilmiyorum, karşılıyorum. Ağzımı açıp da birkaç laf edemiyorum. Sen de gözlerini kapayışını duyuyorsun. Sen de yaşıyorsun akreple yelkovanın başını döndüren kovalamacayı. Bir kapı seni uğurladığında, bir sokak sana eşlik ettiğinde içine düştüğün serüven hikaye. Hatırlanmak umurunda mı? Hatırlamak karşılıklı mı? Duvarlarınla dolaştın evi dinlemeyi sevdiğin bir şarkı gibi. Bencil miydin? Şaşkındın, suçlu değildin ama suçlu hissediyordun, vicdanın da seninle konuşuyordu. Artık sadece yalnızlığını dinlemiyordun. Geçmişten dönüyordun geleceğe. Sorulara yakalanmak zormuş. Kaçmayı da beceremiyorum kendime hapsoluşumda. Suskunluğumda beni bekleyen bir şehir var. Düşüncesizce sapıvermek var karşıma çıkan bir kafeye. İnsanın bir köşesi olması güzel. Bir kadın yaşanmışsa özel. Yüreğimden daha fazlası değilim, belki biraz eksiğim. Her zaman yaşamakla benim derdim. Bir martıya hal hatrını sorar gözlerim. Ben sevdiğimi özlerim. Ben sevdiğimi gizlerim. Bırakırım yaşanmamışı haklı oluşuna. Haklı olduğunu iddia etmese de itiraz etmem gidişine, hasret kalsam da gelişine. Bir sevinç umut eder acılarım.