İşlenebilecek En Güzel Günaha

Duygularında kaybolmuş bir adamın ebedi adresi kadınlardır. Kelimelerimin buluşma noktası güzel kadınlara. Ölüm sözü ayırana dek. Sanırım gerçeğini şaşırmış ender insanlardan birisiyim. Kolay değil narin bir ihtimali sevmek. Gözler yaşamak demek.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İzmir, Türkiye

I like dabbling in English. Words welcome people in me.

Pazar, Aralık 02, 2007

Yaşamaya Bak

Hep adımlarının ötesinde bakışların. Bir şarkı seni arar gibi. Sessizliğinin içinden sana ulaşan hayatın sesleri içine dolarken, hep uzakların bir parçası yolculuk hissi. Her şey gözlerini kapama ve şükretme dersi. Deniz öylesine suskun. Hiç olabilir mi şehrin ışıkları dargın? Seni kendinle barıştırıyor yaşadıkların. Bir sokağı canın çekmiş olabilir mi? Yürümek karanlığını sana şehrini vermiş belli. Bir taksi kaçıvermiş yol boyunca sen onu geceye teslim ederken. Birbirine dolanmış düşler gibi yumak olmuş hikayelerimiz. İpin ucu kaçmış düşüncede. Bir kedinin oyunları gibi içtenmiş sokuluşlar. Yakın bir ayrılıkmış kokunda kalışlar. Uğraya uğraya geçiyor zaman. Palmiyeler sokak lambalarıyla boy ölçüşüyor. Gece bir trafik hala yoğun. Barlardan dönüyor olmalı hayat sahnesindekiler. Soğuk tenha. Başı boş kalmış ışıltıların. Gölgelerim birbirlerini izlerken rüzgar kulaklarımda uğulduyor. Bir dans akışımı çekiştiriyor. Bir gülümseme yer açıyor sırrıma. Neden direnç gösteriyor bedenim, akışkanken hissettiklerim? Mum ışıkları boyundan büyük işlere kalkışmış odayı aydınlatıyor, tavanda özgürce dans ediyor. Detaylar yerli yerinde rahat uzanıyor. Masanın üzerinde dikkatimden köşelerine kaçanlar. Güzel anımsamalar kazandırdı Cumartesi. Ağaçların tepelerden bizi izleyişinde termal havuzda yüzmek, sıcağı kulaçlamak, az da olsa derinliğin kıymetini kendini suya bırakışlarda bilmek, sırtüstü uzanmak bulutlara mutluluk vericiydi. Islanmak harika küçük armağanlarla. Hafifçe üşüyüşünü hissedip de dalıvermek seni kabul eden sıcaklığa, bir oyunun kaşifi olmak, saatlerini gelip geçişlerinde unutmak yaşayarak çıplaklığını sevmek. Çay bardağındaki kaşık gibi baktım beni sarandan dışarıya. İçimden izliyordum gezintiye çıkmış su buharını. Doğuşlarıydı kayboluşları. Yolculuklarıydı gizlenişleri. Yaşadıklarına takılan kelimelerden mi örebildin hikayeni? Bir tabak cennet elmasının tadında başlayan günün sonuna geldiğimizde yaşananlar bir pencere. Gözlerimi kapayışımda sürükleniyor şekiller, düşüncelerim akışlarını büküyor, ben de bir balık gibi kayboluyorum takip okyanusumda. Dalıp çıkıyorum kendime. Bir gülümseme ile dönüyorum şarkılara. İşte diyorum kendimi çıkardım yaşadıklarımdan. Bir denizmişim gözlerimi kapayışımda. Martıları hep bu yüzden çok sevmişim. Hep bu yüzden beni sarsınlar istemişim. Bir şarkıymış vapurum. Bir şarkıymış şehrim ve kapısı her zaman açık hikayeleri. Bir şarkıymış kafelerim. Kahvenin kokusuymuş herkesi kendi halinde bırakan. Yol hep yakınmış. Yolcu hep hasretmiş. Bir tebessüm mutlu bir hikayeyi tüketmiş. Rastgele demiş hayata. Rastgele! Çiçek gibi kapla toprağını, açıl rüzgar örtüsüne. Renklerin salınsın. Sana yer açsın geceler. Sana yer açsın gündüzler. Sarıl sımsıkı. Sarıl bırakacağını bilsen de. Sonsuzluk penceresi an, yakalanan yaşanan. Ardındayız güzel olanın. Sevdasıyız penceremiz olanın. Hep adımların ötesinde, hep başımı kaldırışımın ve derin bir nefes alışımın berisinde, hep elimi tutuşunda, hep suskunluğumda, hep uyanışımda, hep şarkılara konuk oluşumda bir teşekkür bırakırım gözlerine. Bazen seni üzsem de bir parçası benim de gözlerimi doldurur. Kelimelere izin vermez suskunluğum değerli olduğunu anlatmalarına. Hep bir şarkısı vardır ya güzel olanın. Hep bir hikayesi vardır ya aldırmanın. Kişiye aittir ya kaybolmalar. Gerçeğin yakaladığı insanlarla hikayemiz. Gerçek sandığımla arayışım. Deniz gerçekaltı, içim gerçekaltı. Gökyüzü gerçeküstü, gelip geçenler de. İki arada bir derede akıyor gerçek. Ben de tutunuyorum yolculuğuna. Alışmayalım bu oyuna. Akalım ve yaşamaya bakalım. Bir şarkı bu kadar kışkırtıcı iken dans etmenin kıymeti adımlar. İçine çekildiğimiz ne varsa boşluğun çığlığı. Dolu dolu dönen bir serüven, hiç yorgun düşmeyen. Tutkulu bir göz kırpış hayat. İnsanı cezbeden bir aldanış inanış. Hepimizin o son varış. Bir şarkıyla açarım kollarımı, dönerim başımı döndürürcesine. Dönerim saatleri kaybedercesine. Dönerim bana yetişenle merkezimde. Bulutlarla , denizlerle, martılarla dönerim. Bir kadeh kırmızı şarapla dönerim. Bir yolla dönerim. Sessiz de kalsam hep bir şarkı dinler söylerim. Aşka dalıp da çıkmış yaşamak. Üzüntü ve sevinçleriyle ıslanmış.Belli ki o da bir bakışa yakalanmış.