İşlenebilecek En Güzel Günaha

Duygularında kaybolmuş bir adamın ebedi adresi kadınlardır. Kelimelerimin buluşma noktası güzel kadınlara. Ölüm sözü ayırana dek. Sanırım gerçeğini şaşırmış ender insanlardan birisiyim. Kolay değil narin bir ihtimali sevmek. Gözler yaşamak demek.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İzmir, Türkiye

I like dabbling in English. Words welcome people in me.

Cumartesi, Ocak 12, 2008

Ay Işığında Mısın?

Karanlığın içiyle oynadım. Küçük düşler yerleştirdim gözümün iliştiği her cazibeli köşeye. Adımı merak etmeyenlerin arasındaydım. İlerledim bir sonraki ana. Gecesi kaybolmuşlardandım. Takıldım sokak lambalarına. Masa lambamla şehri dolaşıyorduk. Ben ona anımsamaların yanılsamlarından oluşmuş bir hikaye anlatıyordum. Ona güzel bir kızdan bahsediyordum. Nice çığlık yutmuş bu toprak. Nice at arşınlamış havasını özgürlüğün. Nice gem vurulmuş yırtınışa. Nice ses yığılıp kalmış harbe. Nice göz göze geliş ayrılmış anın parçalanışından. Sonsuzluk perçinlemiş ölümü. Pençesi dar gelmiş tutsaklığın. Bir hapsedişin kökleri tutunmuş birbirine yıkılan sokaklara. İtiyorum sessizliğini. Bana davetli bir başımı döndürüşte adını sordum yalnızlığın. Bana yaşamı gösterdi gözlerim. İstanbul koydum adını. Gülümsedim. Geçmişte bir kılıcın çeliğinin yakaladığı ışığı hissettim bu büyülü şehirde. Tarih kol geziyordu gelecekte. Sarsılmanın çiçek açtığı bir uyanış deliriyordu. Kanın gövdeyi götürdüğü ardımda rüzgarlıydı uzanışım. Sakinliğin düştüğü bir göz susturdu dudaklarımı. Elimi tuttu, çekti yıldızlarımı bir kenara. Kulağıma sokuldu fısıltısı. Avuçlarımda karşıladım göğe yakarışımı. Kaybolmayı seven kaç kişi kaldı ki şu dünyada? Senin de bir sırrın var mı kapını açışında? Senin de anlatamadıklarında mı umudun? Senin de gizemli mi suskunluğun? Bazıları bir şarkının peşine düşerler. Yerin sevdiği bir ıssızlıktan gelir ölümle arkadaş olmuşlar. Yaşamı sevenlerin oyalanışları keyiflidir. Kızarmış balığın tadına şükreden bir Akdenizlinin gülümsemesidir huzur. Soluğun binlerce yıllık deneyimini dansa dönüştürdü kollarım. Sanki kanatlarımın altıymiş gibi kucakladım şehri. Ağır ağır kapandım kendime bir annenin rahmindeymiş gibi. Yeniden doğarcasına açtım gözlerimi. Yeniden doğarcasına sevişmek istedim beni arzulayan bir kızla. Ay ışığındaydılar. Şimdi onlardan eser yok. Ay ışığındayız. Bizden eser kalmayacak. Ay ışığında olacaklar mı? Sana yarını uzattım. Yumruk yaptım gücümü, kendime çektim dirseklerimi. Martılar vardı beni unutuşunda. Sokaklar vardı dönmek istemeyişinde. Dönmediler. Ay ışığındaydılar. Öykü beni anladın mı? Yalan söylemedim sana. Anlattıklarım gerçek sandığım da değildi. Duvarlarımı döndürsem de sonun başlangıcındayım. Giz kervanlarını görmek istemek lazım. İstanbul’u da geçeceğiz. Arayış kaybedenlerindir. Her şehir zaman kaybetmiştir. Ay ışığında mısın? Sevişiyor musun?

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home