Yaşarken Görüldük
Yaşadığını hissettiği anlardan uzaklaşışını düşündü. Yaşadığı anları başkalarına kaptırıyordu. Kendi payına yorgunluğundan fazlası düşmeliydi. Daha az konuşmalıydı başkaları hakkında. Bir an önceciler hep telaşlı diye geçirdi aklından. Pazar gününde dahi acelesi olanları bekledi vapurdan inmek için.
Cebinde parası olduğunu hissetti eli. Kaç lira olduğunu bilmek, hiç olmamasından önemli değildi. Rüzgar sırtına vuruyordu, yüzü güneş alırken. Deniz kokan bu güzel günde, kıyıda oturmuş dalgaların bakışlarından geçişini izliyordu. Canını yakan anımsamalardan uzak kalamasa da, sığınmış olduğu bu güzellik ona iyi geliyordu. Ruhunu yıkayan bir esintide bırakmıştı kendini uzaklara. Martının sessizleştirdiği bir noktaydı yalnızlık. Gelip geçene göre yakındık birbirimize. Yürümeye karar verdi. Ayağa kalktı şehrin devam ettiği yönde.
Arabaların geçişi sonsuza ip salmak gibiydi. Akışın derinlik kazandığı kayboluşla paylaşıyordu belirsizliği. Kısa da sürse sadece yaşadığı hissine karşı sorumlu hissetmek keyifliydi. Ufka ve gökyüzüne yaslanmak , hep yetiştirilmesi ve ulaşılması gerekenle tasalanmamak huzur doluydu. Çocukluğundan beri hep beklentilerle koşturulmuştu. Başarılı, yorgun bir adamın isyanına hak verebilir misin? Dünyayı ne hale getirdi başarılı olmak zorunda olduklarına inandırılmışlar. Doğrularımız birer kabusa dönüştü. Bir düş gibiydik, yaşarken görüldük. Vebali kanlı bir geçmişe gelecek yetmiyordu. Alışmanın kale duvarlarında yaşayanları hayal ettim.
Cebinde parası olduğunu hissetti eli. Kaç lira olduğunu bilmek, hiç olmamasından önemli değildi. Rüzgar sırtına vuruyordu, yüzü güneş alırken. Deniz kokan bu güzel günde, kıyıda oturmuş dalgaların bakışlarından geçişini izliyordu. Canını yakan anımsamalardan uzak kalamasa da, sığınmış olduğu bu güzellik ona iyi geliyordu. Ruhunu yıkayan bir esintide bırakmıştı kendini uzaklara. Martının sessizleştirdiği bir noktaydı yalnızlık. Gelip geçene göre yakındık birbirimize. Yürümeye karar verdi. Ayağa kalktı şehrin devam ettiği yönde.
Arabaların geçişi sonsuza ip salmak gibiydi. Akışın derinlik kazandığı kayboluşla paylaşıyordu belirsizliği. Kısa da sürse sadece yaşadığı hissine karşı sorumlu hissetmek keyifliydi. Ufka ve gökyüzüne yaslanmak , hep yetiştirilmesi ve ulaşılması gerekenle tasalanmamak huzur doluydu. Çocukluğundan beri hep beklentilerle koşturulmuştu. Başarılı, yorgun bir adamın isyanına hak verebilir misin? Dünyayı ne hale getirdi başarılı olmak zorunda olduklarına inandırılmışlar. Doğrularımız birer kabusa dönüştü. Bir düş gibiydik, yaşarken görüldük. Vebali kanlı bir geçmişe gelecek yetmiyordu. Alışmanın kale duvarlarında yaşayanları hayal ettim.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home